"2009/7 sayılı genelgeyi yürürlükten kaldırın"
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde, 'Çevre katliamlarına neden olan genelgeyi yürürlükten kaldırın' diyerek, AK Parti iktidarına yüklendi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu kapsamında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri tamamlandı. Görüşmelerde CHP’li Sındır, çevre katliamlarına neden olan ‘mahkeme kararlarını dahi tanımayan’ ve hukuka aykırı olan 2009/7 sayılı genelgenin kaldırılması gerektiğine dikkat çekti.
Sındır konuşmasında şu açıklamalara yer verdi:
“Doğamıza, çevremize ekosistemimize, şehirlerimize ihanet etmekten kurtulmak istiyorsanız 2009 yılında dönemin Çevre ve Orman Bakanı tarafından yayımlanan ‘mahkeme kararlarını dahi tanımayan’ ve hukuka aykırı olan 2009/7 sayılı genelgeyi yürürlükten kaldırın. Bu genelge çevre korunumunun önündeki en büyük tehdit, bu genelge 2009 yılından beri çevre katliamlarına ve talanına neden olan bir genelgedir. Bu genelge hukukun arkasından dolanmak için yaratılmıştır”
Sındır, açıklamasında Çevre Bakanlığı bütçesinin sağlıklı, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir gelecek için çok önemli olduğunu belirtti. Komisyonda, bütçe görüşmelerinde 2018 yılı kesin hesabını öncelikle değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Sındır, ama maalesef ki görüşmelerde 2018 yılının adının ve 2018 yılında ne yapılmış, neler hedeflenmiş, ne kadarına ulaşılmış, geçmişin muhasebesinin olmadığını vurguladı. Sındır, “Peki komisyonda neler konuşuluyor; 2002 yılında, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte durum neydi 17 yıl sonra nereye gelmişiz süslü cümlelerle ve tamamen algıyı yönetme anlayışıyla reel değil cari değerler üzerinden abartılarak anlatılıyor ama ortada 2018 yılı kesin hesabına ait rakamlar yok” diye konuştu. Sındır, 17 yıllık AK Parti iktidarında çevre anlayışının, şehircilik anlayışının telafisi mümkün olmayan yaralar açtığını vurgulayarak, 21 Ekim 2017 tarihinde İstanbul’daki bir toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum” sözlerini hatırlattı ve şu cümleleri kurdu:
“Peki Sayın Bakan Murat Kurum yakın zamanda ne dedi; ‘artık biz şehirlerimizin elli yılını, yüz yılını planlayacağız ve bu planlar hakkaniyet çerçevesinde, vatandaşımızın da içinde olduğu rıza çerçevesinde olacak.’ Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çevremize, şehrimize ihanet ettik diyor, Çevre Bakanı “artık” hakkaniyet çerçevesinde planlama yapacağız ve vatandaşımızın da rızası olacak diyor. Bu bir itiraf değil mi? Sormazlar mı, 17 yıldır neredeydiniz? İşte AKP’nin çevre anlayışını özetleyen iki açıklama.”
Sındır cümlelerini sonlandırırken dönemin Çevre Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun imzasıyla yayınlanan 2009/7 sayılı genelgenin derhal yürürlükten kaldırılmasını gerektiğini belirtti. Bu genelgenin, “ÇED olumlu raporuna itiraz amacıyla yargıya gidildiği durumda mahkeme yürütmeyi durdurma veya iptal kararı verse dahi bu karar söz konusu ÇED raporunun hangi sorununa dair ise o konu üzerinde ÇED verilmesi için süreç yeniden başlatılır” şeklinde olduğunu açıklayan Sındır, bunun esasen “Mahkemelerden karar da çıkarsanız, yürütmeyi durdurma kararı veya iptal de ettirseniz biz bunu kabul etmiyoruz ‘Biz illahi de illahi ÇED'i’ vereceğiz demek” olduğunu söyledi. Böyle bir anlayışın ancak kabile devletlerinde olabileceğini kaydeden CHP’li Sındır, 2018 yılı içerisinde 401 tane ÇED olumlu kararının verilmiş olduğunu ve üç bin 36 tane de “ÇED'e ne gerek var” denerek, “ÇED’in gerekli değildir denilmiş” olduğunu bildirdi. Sındır, “Ne kadar ÇED olumsuz kararı verildiğini de hiçbir yerde göremedim. ÇED olumsuz kararının verilmiş olduğunu da zannetmiyorum; çünkü elinizde kapı gibi bir 2009/7 sayılı Genelge var” diyerek, bu genelge uygulanarak inceleme, değerlendirme komisyonunun yeniden toplanıp bakanlık tarafından ÇED'i vermek adına mücadele verildiğini dile getirdi. Yasa tanımayan, hukuka aykırı uygulamaların önünü açan bu genelgenin derhal yürürlükten kaldırılması gerektiğini ifade eden Sındır, “Bu genelge çevre korunumunun önündeki en büyük tehdit, bu genelge 2009 yılından beri çevre katliamlarına neden olan bir genelge. Bu genelge hukukun arkasından dolanmak için var” diye konuştu.