Çocuklarda en bulaşıcı hastalık beta mikrobu
Beta mikrobunun, çocuklarda ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, karın ağrısı ve kusma belirtileri ile ortaya çıktığını söyleyen Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzman Doktor Süeda İş, ağırlıklı yakın temasla bulaştığını, tedaviden önce hastalığa neyin sebep olduğu kesin olarak belirlenmesi gerektiğini vurguladı
Tıpta “tonsillofarenjit” adı verilen ve %15-30 kadarının A grubu beta hemolitik streptokok bakterisi ile ortaya çıkan hastalığın 5-15 yaş grubunda görüldüğünü belirten Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Süeda İş, bu bakterinin aynı zamanda kızıl hastalığına da neden olduğunu açıkladı. Damlacık ve temas yoluyla kolayca bulaşabilen bakterinin antibiyotik ile tedavi edilebildiğini anlatan İş, bu bakterinin neden olduğu tonsillofarenjit ve kızıl hastalığı hakkında bilgi verdi.
Uzman Doktor Süeda İş, tonsillofarenjitin daha çok viral enfeksiyondan kaynaklandığını vurgulayarak, “Bakteriyel nedenler arasında en yaygın olanı A grubu beta hemolitik streptokoklardır ve kişiden kişiye damlacık enfeksiyonu veya yakın temas yoluyla bulaşır. Okullar, anaokulları, bakım evleri gibi çok sayıda insanın bir arada olduğu yerlerde kolayca yayılabilir. Belirti olarak bademciklerde iltihaplı görünüm ve şişlik, boyun lenf nodlarında büyüme, damakta küçük kırmızı noktalar, küçük dilde şişme ve vücutta tipik döküntüler görülebilir. Küçük çocuklar yutmada oluşan ağrı sebebiyle yemek yemeyi reddedebilir” dedi.
Tanıda klinik bulgularla birlikte boğazdan alınan hızlı antijen ve kültür testi kullanıldığını anlatan Dr. İş, “Antistreptolizin O değerinin yüksekliği tanıyı destekler. Bu değer streptokok enfeksiyonu varsa yüksek çıkar. Antibiyotik tedavisi başlanmadan tanı konulmalı. Ateş, boğaz ağrısı olan hastadan sürüntü örneği almak önemli. Hızlı antijen testi negatifse, şüphe devam ediyorsa boğaz kültürü alınması, antibiyotik tedavisine başlanması, kültür sonucunun takibi önerilir. GAS tonsillofarenjitinin komplikasyonları olabilir. Bunlar iltihap oluşturan ve oluşturmayan olarak 2’ye ayrılır. Akut romatizmal ateş, poststreptokoksik reaktif artrit, kızıl hastalığı, streptokoksik toksik şok sendromu, akut glomerülonefrit, GAS ilişkili pediatrik otoimmun nöropsikiyatrik hastalık iltihap oluşturmayan komplikasyonlardır. İltihap oluşturanlar ise boyun, bademcik çevresinde selülitler ya da apseler, orta kulak iltihabı, sinüzit, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları olarak sayılabilir. GAS tonsillofarenjiti vakalarında etkenin pozitif saptanarak antibiyotik tedavisinin uygun doz ve sürede olması, komplikasyonları en aza indirmek için önemlidir” diye konuştu.
Kızıl hastalığında döküntüler çoğunlukla boyunda başlıyor
Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Süeda İş, kızıl hastalığı ile ilgili şu bilgileri verdi; “Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, yanaklarda kızarıklık, titreme, kusma, baş ve vücut ağrıları, bitkinlik, genellikle yüksek ateşle aniden başlar. Hastalar boğaz ağrısından şikayet eder. Kızıl hastalığında GAS farenjiti ile birlikte vücutta zımpara kağıdı görünümlü, kırmızı lezyonlar olur. GAS'ların toksinlerine bağlı olarak gelişir. Ateş, boğaz ağrısı belirtilerinin ardından 1-2 gün içinde döküntüler başlar. Döküntüler boyundan başlar, gövde, kol ve bacaklara yayılır. Yanaklarda, kılcal damarlarda kan toplanmasına bağlı kızarıklık, ağız çevresinde solukluk da tipiktir. Hastalığın ilk günlerinde beyaz çilek dili, birkaç gün sonra da kırmızı çilek dili oluşabilir. İleri vakalarda deri, el ve ayaklarda pullanma, ardından soyulma görülebilir. Kızıl hastalığına karşı bir aşı bulunmuyor. Tedavi semptomlara bağlı. A grubu beta hemolitik streptokok bakterisinin neden olduğu kızıl hastalığında tedavi penisilin grubu antibiyotiklerle yapılır. İlaca başlanması ile kısa sürede ateş normale döner. Bulaştırıcılık ise antibiyotiğe başlandıktan 24 saat sonra sona erer. Bu sebeple antibiyotik tedavisine başlandıktan sonra 1 boyunca evde kalınması önerilir.”