Dr. İbiş, "100'den fazla damlacıkla 100'den fazla böbrek taşı gördük"
Ege Üniversitesi (EÜ) Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü tarafından "Mikroakışkan Çip Teknolojisiyle Böbrek Taşı Oluşumu ve İnhibe Edilmesi" semineri çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bahattin Tanyolaç'ın yaptığı semineri Hollanda Delft University Of Tecnology öğretim üyesi Dr. Fatma İbiş verdi.
Böbrek taşı oluşumu ve sebeplerinden bahseden Dr. İbiş, "Dünya nüfusunun yüzde 12'sinde böbrek taşı görülmektedir. Böbrek taşı şiddetli ağrının yanı sıra ölüme de sebep olabilmektedir. Böbrek taşı iltihabı nedeniyle her yıl 15 bin kişi hayatını kaybetmektedir. Böbrek taşı oluşumunun sebeplerine baktığımızda ise genetik, yeme alışkanlıkları ve idrar pH'ından kaynaklı olduğunu söylemek mümkün. Kalsiyumu, oksalat içerikli besinleri çok fazla tüketirsek bir yerden sonra konsantrasyonunu çok artırdığımız için böbrek taşı oluşumuna sebep olabilir. Böbrek taşı da kendi içinde çeşitlilik göstermektedir. Bunlar; kalsiyum oksalat taşları, ürik asit taşı, strutive (enfeksiyon taşı) ve sistin taşı olarak kategorilere ayırabiliriz. En sık görülen böbrek taşı çeşidi ise kalsiyum oksalat monohidrat (COM)'dur. Böbrek taşı oluşumu öncelikle berrak çözeltide başlar ve uygun ortamda, minerallerin bir araya gelmesi ile çekirdeklenir ve ardından çekirdeklerin birleşmesiyle kristal oluşur. Kristaller bir araya gelerek böbrek taşını oluşturur" dedi.
“Deney süresini kısaltarak 500 saatten 5 saate düşürdük”
Yaptığı deneylerden ve sürecinden bahseden Dr. İbiş, "Yaptığımız deneyde mikroakışkan teknolojiyle COM çekirdeklenmesinin kinetiğinin anlaşılmasını amaçladık. Bunu anlamak çok önemli çünkü böbrek taşını önleyebilmemiz için hangi reaksiyonun hangi koşullarda ne zaman olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu kapsamda 5 tane konsantrasyonda doygunluğa (S), 3 tane pH değerine baktık. 5 tane magnezyum değerini (Mg) ve 3 tane de farklı OPN ekledik. Ama biz bu deneyi küçük bir kap veya beherde yapmadık. Çünkü artık teknoloji buna elverişliydi ve mikroakışkan çip kullanmak bizim için zaman, emek, malzeme ve para kaybını azaltıyordu. Kendi dizayn ettiğimiz mikroakışkan çipimizi kullandık. Burada mikrolitre biriminde küçük damlacıklar oluşturduk ve aynı anda aynı özellikte çok sayıda deney yapabildik. Her bir damlacık kendi başına ayrı bir mikroreaktördü. Bu damlacıklar çemberlere yerleşiyor ve dakikalar içerisinde anlık böbrek taşı oluşumunu tespit ediyoruz. Peki, bu mikroçip bize ne sağladı? Damla içinde böbrek taşı tespit etmemizi sağladı ve 100'den fazla damlacıkla 100'den fazla böbrek taşı gördük. Deney süresini kısaltarak 500 saatten 5 saate düşürdük. Malzeme kullanımında yüzde 1'e düşürdük ve maliyet açısından kazanç sağladık" dedi.
“Böbrekler hala bilim dünyası için büyük bir kara kutu”
Sağlıklı bir insandaki, idrar pH değerinin böbrek taşı oluşumunda engelleyici bir faktör olduğunu ifade eden Dr. İbiş, "İdrar pH'ımız 6'dan düşük veya yüksekse böbrek taşı oluşumuna uygun bir ortam elde edilir. Yaptığımız deney de literatürde olmayan bir çalışmaydı ve gözlemlediklerimiz arasında idrar pH 6'da böbrek taşı oluşumuna rastlamadık. Aslında böbrekler hala bilim dünyası için büyük bir kara kutu. Bu çeşit deneylerin yapılıp böbrek taşının eş zamanlı olarak küçük çapta gözlenebilmesi büyük bir adımdı bunu görmüş olduk. Böbrek taşı oluşumunda bir sürü faktör var ama bir yerden sonra bu faktörlerin aslında kişiye bağlı değiştiği de söylenebilir. Kişiye bağlı tedavi yöntemleri de anlamlı olabilir. Bu tedavi yöntemlerinin kişiye bağlı olabilmesi ve bunun yapılabilmesi için mikroçip şeklindeki cihazlara ihtiyaç var" dedi.