Kızılay dünyaya örnek oluyor
Türkiye'de kan bağışı konusunda yetkili tek kuruluş olan Türk Kızılay'ı yaptığı çalışmalar ile dünyaya örnek oluyor. Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Türk Kızılay'ının her gün 1300 hastaneye her gün teslimat yaptığını söyledi.
Türk Kızılay, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Alman Kızılhaçı, Hollanda Kan Kuruluşu Sanquin, Avrupa Kan Kuruluşları Denetleme Sistemleri ve Uluslararası Hemovijilans Surveyans Ağı ve bu alanda çalışan akademisyenlerin bilimsel katkılarıyla ilki gerçekleştirilen Uluslararası Kan Güvenliği ve Hemovijilans Kongresi düzenlendi. Bu kongreyle kan güvenliği sistemine ek olarak kanın toplanmasından başlayarak alıcıya verilmesinden sonra takibini de içeren tüm transfüzyon zincirini kapsayan işlemleri içeren hemovijilans kavramı da sürece dahil edilmiş oldu.
Kök hücre tedavilerinde yenilikler, Plazma tedarik yönetimi, kan bağışçıları ve bağış, kan bankacılığında kalite yönetimi gibi başlıkların ele alındığı kongrede Türk Kızılay’ın güvenli kan temini programının çıtasının her zaman yukarıya çıkararak devam ettiğini vurgulayan Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık şunları söyledi:
“O yıllarda radyolarda kan anonsları duyardık. İnsanlar kendi hastaları için kan vermeye koştururlardı. Artık bu manzaralar kalmadı. Bugün Kızılay’ın kan hizmetleri olgusu Türkiye’nin 300 noktasında vatandaşlarımızın her gün bilinçli ve gönüllü bağışlarıyla aldığı o kanlarını Eritrosit, Trombosit ve Plazmaya ayrıştırıyor. Türkiye’nin yaklaşık 1300 hastanesine her gün teslimatını gerçekleştiriyor. Olağanüstü şartlar afetler gibi durumlar için de stoklarımız hazırlıklarımız var. Dolayısıyla 2005’te 300 binlerde başlayan kan bağışı sayısı bugün 3 milyona ulaştı. Bu gerçekten büyük bir başarı. Sadece kan bağışı değil Türkök’le kök hücre bağışı noktasında da Sağlık Bakanlığımızla birlikte çok başarılı bir program uygulanıyor. Türkök, kök hücre bekleyen hastalarımızın bu ihtiyaçlarının karşılanması için başlatılmıştı. Bugün hamdolsun 650 bini aşkın donörümüz sisteme kayıtlı. 300 bin donörümüzün doku tiplemeleri yapılarak uluslararası büyük ağa bildirimi yapıldı. 5000 civarında eşleşme ve 1500’ü aşkın nakil gerçekleştirildi. Dolayısıyla kök hücrede kan bağışları gibi vatandaşlarımızın gönüllü katkılarıyla devam ediyor. Kızılay olarak biz de gönüllülük atmosferini geliştirmeye, insanlardaki kan bağışı ve kök hücre bilincini arttırmaya çalışıyoruz.”
Avrupa’daki plazma fraksiyonasyon enstitüleri, kan bankacılığı yapan kurumlar, bu kurumları akredite eden üst yapılar, üniversiteler, Alman Kızılhaçı, Hollanda Kızılhaçı gibi paydaş kuruluşlar ve uluslararası üniversitelerden kongreye gelen akademisyenlerin tamamından kan alanındaki başarıya büyük övgü geldiğini kaydeden Kerem Kınık, “Kızılay olarak kan alanındaki bu başarıyı buna ihtiyaç duyan diğer ülkelere de transfer etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla hem kan bankacılığı hem de kök hücre, biobankacılık noktasındaki başarımızı Kızılaylar ve Kızılhaçlar aracılığıyla diğer ülkelere de aktarmış oluyoruz.” Diye konuştu.
Kongre’de Plazma Tedarik Yönetimi konusunda kararlar alındığını ifade eden Kınık şöyle konuştu:
“Plazma fraksiyonasyon ürünlerinin üretilmesi için uluslararası sisteme entegre edilen endüstri standartlarında yeni bir modelin hayata geçirilmesi için planlama yapıldı. Bu fabrikanın kuruluşu ve işletilmesi aşamaları Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türk Kızılay ve özel sektörle birlikte yürütülecek. Biz plazmanın tedarik edilmesi kısmını yürüteceğiz. Bu plazmanın ürünleşmesini ise özel sektör yapacak. Üretilen ürünlerin alımını Sosyal Güvenlik Kurumu üstlenirken, bütün bu sistemin regülasyonunu da Sağlık Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yürütecek. Fabrika için yapılan bir ihale var. Bu ihale çerçevesinde protokoller imzalandı. Kurumlar arasında da çeşitli şartlarda protokoller bulunuyor. Bu çerçevede fabrikanın yapılması için Silivri’de 150 dönümlük bir arazi tahsis edildi. Teknoloji lisanları olan ve mühendislik sağlayacak olan firma tasarımlarını ve bilgi notlarını hazırladı. Bir taraftan da 60 aylık fabrika inşa süreci başladı. Kızılay’ın üzerine düşen vazife ise Avrupa kıstaslarının onaylayacağı bir kalite sürecinden sonra projenin ihtiyaç duyacağı hammaddeyi sağlamak. Daha sonrada ülkemiz inşallah milli ilacımızı üretmiş olacak. Plazma tedarik sürecine İstanbul Kartal’da bulunan bölge kan merkezini pilot bölge seçerek başladık. Bu projeyle Türkiye milli kan ürünü ilaçlarını üretmiş olacak. İnşallah önümüzdeki yıllarda hayat bulur.”