"Medya sektörü baskı altında"

24 Temmuz 2019 - 15:03

İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı hakkında ortak bir basın açıklaması yaptı.

Berna VATANSEVER / ÖZEL HABER - Bugün 24 Temmuz. Basından sansürün kaldırılışının 111'inci yılı diyerek sözlerine başlayan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, “Osmanlı İmparatorluğunda 1908 yılının 24 Temmuz günü padişahın ‘Âli Kararname’ ile hayata geçirdiği SANSÜR, 32 yıl sonra kaldırılmıştı. Basın böylece özgürleşmişti. 1946'da Basın Bayramı olarak kutlanan 24 Temmuzlar uzun zamandır bayram olmaktan uzaklaştı. Çünkü bayramlar güzel günlerde kutlanır. Oysa Türk medyası bugün hiçbir dönemde olmadığı kadar kuşatma altındadır. Dünyada ifade ve basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında 157'inci sırada” dedi.
24 Temmuz’un imdat çanlarının çaldığı gün olduğunu belirten Dikmen, “Ülkenin çeşitli yerlerindeki cezaevlerinde gazeteci, yazar, düşünür, akademisyen, hukukçu çile doldururken… Gazetecilik eleştirel yapısından giderek uzaklaştırılırken… Kendimizi aldatmayalım, gerçek gazetecilikten söz edilemez. Tek sütunluk haber ve karikatür bile suçlu görülüp, halkın habere ulaşması engelleniyorsa, yazarı hapse atılıyorsa, neredeyse idama eş sayılan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları kolayca verilebiliyorsa… Neyin 24 Temmuz'unu kutlayacağız?  Mahkemelerce "Hükmün açıklanması geri bırakılıp" cezalar erteleniyorsa… 24 Temmuz'da ‘hukuk nerede!’ diye haykırmalıyız” diye sitemde bulundu.
EL ELE VERMELİYİZ
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen’den sonra sözü devralan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise medyamızın bugün tarihin en ağır baskısı altında olduğunu vurguladı.
Baskılara karşı savunma gücünün her açıdan kuşatıldığını söyleyen Türenç, “Yüzde doksan beşi iktidar yanlısı haline getirilen medya, siyasi anlayışın dayanılmaz operasyonlarıyla el değiştirmeye devam ediyor.  Geriye kalan yüzde beşin haberini gözlerken,  sürekli birileri yalnızlaştırılmaları için kamu ilan - reklam ambargosuyla her türlü baskıyı devreye sokuyor. Adaletsiz, eşit olmayan bu politika özellikle ulusal ve yerel basını dayanılmaz duruma düşürüyor. Gazetecilik yapma gayreti içinde çırpınan gazeteciler sözde ANDIÇvari raporlarla fişleniyor, hedef gösteriliyor, neredeyse hain ilan ediliyor. Gazetecilere acımasızca saldıranlar cezalandırılmıyor. Adeta ödüllendiriliyor, cesaretlendiriliyor” dedi.
Haber yok sayılırken kültüre de gem vurulduğunu kaydeden Türenç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Döviz kurlarının dizginlenememesi, SEKA'nın yok edilmesi, girdi fiyatlarının artması ile ulusal ve yerel medyanın can damarı olan üçüncü hamur kağıttan mahrum bırakılan gazeteler, kitabevleri birer birer kapanıyor. Bugün 24 Temmuz. Tek isteğimiz var. Elinizi basının üzerinden çekin. Basın özgürlüğünün evrensel standartlara ulaşabilmesi için sadece gazeteciler, medya çalışanları değil halkın da özgür habercilik için verilen çabalara ortak olmasını istiyoruz. Habere ve tutsak gazetecilere özgürlük istiyoruz. Gün mücadele günüdür. El ele vermeliyiz. 24 Temmuz basın özgürlüğü için mücadele günümüz kutlu olsun.”