Nar Projesi mahalle buluşmaları devam ediyor

17 Haziran 2022 - 13:12

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), 'Hollanda İnsan Hakları Program Şiddete Karşı İletişim Projesi-NAR' kapsamında başlattığı mahalle buluşmalarının 7'ncisi Konak Gültepe Mahallesi'nde gerçekleşti.

Medyadaki şiddet dilini dönüştürmek, toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından hayata geçirilen ‘Şiddete Karşı İletişim Projesi-NAR’ kapsamında başlatılan mahalle buluşmalarının 7’ncisi Konak Gültepe Mahallesinde gerçekleşti. Türkiye’de ilk kez şiddet haritası çıkararak yola çıkan İGC proje ekibi, şiddetin yoğun olduğu mahallelerden biri olan Gültepe Mahallesinde kanaat önderleri ve vatandaşlarla bir araya geldi. Proje ekibinde yer alan uzman psikolog ve avukatla şiddetin önlenmesi, şiddet karşısında yapılması gerekenlerin anlatıldığı toplantılarda konuya ilişkin verilerle şiddetin boyutu gözler önüne serildi. Öte yandan mahalle esnafının dükkan vitrinlerine ‘Mahallemizi şiddete kapattık’ yazılı etiketler yapıştırıldı. Mahalle buluşmalarına katılan vatandaşlara da bilgilendirici broşürler dağıtıldı. 

İZLEMEYİN, SESİZ KALMAYIN 
Projenin hayata geçmesi için ilk adımı atan İGC Başkanı Dilek Gappi, proje hakkında bilgi vererek, şiddete karşı mahalledeki kanaat önderlerinden, mahallede yaşayanlara kadar herkesten beklentilerini dile getirdi. Başkan Dilek Gappi, şiddetin önlenmesi için herkesin bir sorumluluğu olduğunu belirterek, şiddete karşı mücadelenin birlik olmaktan geçtiğini ifade etti. Şiddete karşı artık izleyici olmamak gerektiğini vurgulayan Başkan Gappi, “Şiddeti kanıksamayın ve mahallenize şiddetin girmemesi için birlik olun” ifadelerini kullandı. 

ŞİDDETSİZ KÜLTÜRÜ SİZ OLUŞTURUN 
Nar Mahalle Buluşmaları kapsamında kanaat önderlerine ve vatandaşlara şiddet karşısında psikolojik olarak yapılması gerekenleri anlatan Psikolog Sevgi Türkmen, “Bugün bu şiddet failleri durduramazsak, mutlaka bir gün biz karşılaşacağız. Dolayısıyla bizler mahallenin model yapıları olarak, bu temsillerden bu konumlardan aldığımız gücü herhangi bir baskı aracı kullanmadan; konumlarımızı olabildiğince mütevazı göstererek, bir araya gelip birlikteliklerimizin devam etmesi gerekiyor. Nar projesi mahalle mahalle dolaştığımız sizin de sağınızda solunuzda ulaşabileceğiniz sorumluluklar veriyor. Kurduğunuz dil, iletişim, bir kadınla bir erkekle bir çocukla eşit iletişim bunların hepsi aslında bir mahalleye kültür olarak yaydığınız kültürler. Sizin bir kadınla bir çocukla konuşmanız başka bir iletişimi etkileyecek. Bizler konumlarımızı bir baskı aracı şeklinde kullandığımızda fayda elde edemeyiz” sözlerini kaydetti. 

İHBAR ETMEK GİBİ BİR SORUMLULUĞUNUZ VAR 
Hukuk alanında yapılabilecekler konusunda da Avukat Birgül Değirmenci bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Şiddet karşısında mağdurun hukuksal olarak korunma hakkı olduğunu belirten Değirmenci, şiddette şahit olunduğu bir durumda herkesin ihbar etme sorumluluğu olduğunu vurguladı. Değirmenci, ihbar kanallarının ve şiddet mağdurunun korunması için başvurulacak kurumları da belirterek, “112 acil arama hattı var. Siz burayı arayıp bildirimde bulunabilirsiniz ya da KADES uygulamasından destek alabilirsiniz. Diyelim ki bu işlemleri yaptık, karakola, kaymakamlıklara başvurabilirsiniz, mahkemelere savcılıklara başvurabilirsiniz. Buralarda belli haklarınız var. Şiddet gösteren kişinin sizden uzaklaşmasını sağlayabilirsiniz” diye konuştu. 

ERKEKLER OTURUP BİR DÜŞÜNMELİ 
Konuya ilişkin araştırmalarıyla elde ettiği sonuçları paylaşan ‘Şiddetsiz erkek’ eğitmeni Murat Göç Bilgin, “Kadına yönelik şiddet meselesi Türkiye’de çok önemli. Geçen sene 450 kadın öldürüldü. Türkiye’deki kadınların yüzde 93’ü hayatında en az bir kez cinsel tacize uğradığını söylüyor; her iki kadından biri de tecavüze uğradığını belirtiyor. Burada erkekler biz ne yapıyoruz? Bu mesele sadece kadınların meselesi olamaz. Eşitsizliği üreten erkekler; biz erkekler ne yapıyoruz? Kadınlar 200 senedir bunun için mücadele ediyor. Erkekler ne yapıyor? Erkeklerin bu konuyla ilgili biraz düşünmesi lazım. ‘Ben ne yaptım da böyle oldu’ diye düşünmesi lazım” ifadelerini kullandı. Bilgin, “Bu yetiştirilmeyle, kültürle alakalı bir şey. Burada çocukluktan itibaren erkeklerin bir şey yapması yaşama tarzlarını değiştirmek gerekiyor. Çünkü bu bize de zarar veriyor. Daha fazla erkek öldürülüyor ama bu erkekleri öldüren de erkekler” dedi.