"Seçimden sonra bütçe çok ciddi problem olacak"
Türkiye'nin en pahalı seçime gittiğini söyleyen DEÜ İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, seçim sonrası enflasyon ve faizlerin artacağını, ihracatın zorlanacağını, yılın ikinci yarısında büyümenin düşeceğini açıkladı
Dünyada iktisatçıların karamsar olduğunu, Türkiye’de ise daha da karamsar olduğunu vurgulayan Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, Türkiye’de görünüşün bilgisi ile gerçeğin bilgisi arasındaki makasın dünyaya göre çok açıldığı uyarısını yaptı. “Bilgi çağındayız. Üretimin ana maddesi bilgi” diyen Uysal, paranın paradan kazanıldığı, finansal kapitalizm sistemi yaşandığını belirtti.
Günümüzde küresel ticaret hacminin geçmiş yıllara göre düştüğü bilgisini paylaşan Prof. Dr. Yaşar Uysal, önümüzdeki birkaç yılın da böyle devam edeceği öngörüsünde bulundu. Uysal, “Küresel hasıla ve ticaret hacminde durgunluk var. Ticaret hacmi büyüdükçe dışarıya bağımlılık artıyor. Dünyada ticari entegrasyon var. Bağımlılığın getirdiği zaafiyetin çözülmesi için yakın ülkeler arasında entegrasyonlar, ticari organizasyonlar başlayacak” dedi.
Türkiye’nin sosyo-kültürel ve ekonomik yapısının çağa uygun olmadığı tespitini açıklayan Uysal, “Dünyada 64 ülke arasında yapılan araştırmada çok kötü durumdayız. Pandemi sırasında dünyada gıda fiyatları yükselmişti. Ancak son dönemde FAO gıda fiyatları endeksi düşmeye başladı. Türkiye’de ise tam tersi gelişim var. Türkiye’de inşaat sektörü büyüme görevini artık yerine getiremiyor. Tarım geriledi. Her ay 1 milyon turist geliyor. 15 milyon sığınmacı ülkemizde yaşıyor. Tarımsal üretimimiz bu nüfusu beslemede yetersiz kalıyor. Bu yüzden de fiyatlar yükseliyor. Türkiye büyümede geriye gidiyor. Tarım büyümüyor, sanayi olması gerekenden daha az büyüyor. İnşaatta dibe gidiş var. Bu ülkede sanayici olmak çok zor. Çünkü istikrar yok. Türkiye’de üretim ile tüketim arasında uçurum var. Bu da ithalata yönelmeye neden oluyor” diye konuştu.
“Enflasyonla mücadelede başarılı olmak istiyorsak kurlar gerçek değerinde olmalı”
Türkiye’de tüm veriler yolunda olsa bile bütçedeki dengesizliğin korkmak için yeterli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar Uysal, rakamsal verileri şöyle sıraladı; “Bütçede 2023’ün ilk iki ayında 210 milyar lira açık var. Seçimden sonra bütçe çok ciddi problem olacak. Seçimden sonra yeni vergiler gelecek. Bütçe açığını kapatmak için dışarıdan borçlanma da yapılabilir. Cari açık iki ayda 18 milyar dolar. Geçen yıl bu rakam 12 milyar dolardı. 14 milyar dolar rezerv ile cari açık finansa edilmiş. Kurlar yükselecek mi sorusunun cevabı ise TÜİK rakamlarına bakınca başka, farklı rakamlara bakınca başka oluyor. ÜFE ile TÜFE arasında tarihte hiç olmadığı kadar fark var. Kur gerçekçi değerlere yakın bir yerde tutulmalı. Türk Lirası değerlendikçe ihracat düşüyor. Enflasyonla mücadelede başarılı olmak istiyorsak kurlar gerçek değerinde olmalı. Senaryo artık değişmeli. Taşıma suyla değirmen döndürüyoruz. 55 milyar dolar cari açık var. Bu ortamda tahvil satışı var ve bunun için dışarıdan para geliyor. Nedenini anlayamıyorum. Merkez bankasının dolar rezervi 3.9 milyar dolar. 58 milyar dolar swap borcu var. Bu durumda rezerv -55 milyar dolar. Türkiye’ye kaynak girişi yok. Bu şartlarda kolay kolay da olmayacak.”
“Enflasyon da faizler de olacak. Dövizde herşey olabilir”
Tüketicilerin yoğun olarak kredi kartı kullandığını da hatırlatan Uysal, “Faizler yükseliyor. Sermaye gücü zayıf firmalar için bu büyük sıkıntı yaratacak. Bir yıl içinde ödenmesi gereken 195 milyar dolar borç var. Faiz politikalarında yanlış zamanda yanlış işler yapıldı. Kur korumalı mevduat hesabı neden çıkarıldı? Kur baskılanıyor. Enflasyon verilerine baktığımızda üretici fiyat endeksinde Türk Lirası çok değerli, tüketici fiyat endeksine baktığımızda Türk Lirası çok değersiz. Seçim öncesi ya da hemen sonrası kur sıçraması olasılığı var. Bankalarda kasa kalmadı. İnsanlar aldıkları döviz ve altınları kasalarda saklıyor. Gayrimenkullere ve evlere talep yoğun. İnsanlar paralarını koruma derdinde. Enflasyon artacak, faizler artacak. Dövizde ise herşey olabilir. Bu yılın ilk yarısında büyüme artabilir ama ikinci yarıda düşecek. Türkiye en pahalı seçime gidiyor. İhracat zorlanacak. Parlamento ile cumhurbaşkanı uyuşmazsa daha riskli dönemler olacak” dedi.