Sporcuların belası "ayak bileği burkulmaları"
Op. Dr. Murat Baloğlu, spor ile ilişkili hastalıkları; travmatik sorunlar, aşırı kullanım hastalıkları ve dejeneratif değişiklikler olarak üç ana grupta toplanabileceğini aktarıyor. Baloğlu, sporcularda ise en sık ayak ve ayak bileği bölgesinde bağ yaralanmaları ve kıkırdak sorunları ile karşılaşıldığını bildiriyor. Op. Dr. Murat Baloğlu, ayak bileği yaralanmaları ve tedavileri hakkında bilgilerini paylaştı.
Sporcularda görülen ayak ve ayak bileği bağ sorunlarının genellikle bir travma ile ilişkilendirildiğini kaydeden Baloğlu, tüm ortopedik aciller arasında en sık görülen yaralanma olan ayak bileği burkulmasnını da bir bağ yaralanması olduğunu aktardı. Baloğlu, ayak bileği dışında kalan bağ sorunlarına ise nadir rastlanıldığı bilgisini verdi. Akut ayak bileği burkulmalarının en sık karşılaşılan problemler arasında yer aldığını belirten Baloğlu, her gün, 10 bin kişiden yedisinde ayak bileğinde burkulma tipi yaralanmanın olduğu tahmin edildiğini söyledi. Bazı spor dallarında ayak bileği yaralanmalarına sık rastlandığını vurgulayan Baloğlu, “Basketbolda tüm yaralanmaların yüzde 45’i, voleybolda yüzde 25’i ve futbolda yüzde 31’i ayak bileğinde görülür. Önemsenmeyen burkulmaların sonrasında yüzde 10’a varan oranda ağrı, şişlik ve boşalma hissi gibi şikayetler devam eder. Dolayısıyla ayak burkulmaları kesinlikle ihmal edilmemeli ve bir uzman tarafından verilen tedavi uygulanmalıdır” diye konuştu.
Op. Dr. Baloğlu, bağ yaralanmalarının evrelerine göre tedavi edilebileceğini dikkatle belirterek şu şekilde konuştu:
“Akut dış yan bağ yaralanmalarında tedavinin amacı hastayı olabildiğince kısa sürede eski aktivite düzeyine döndürmektir. Tedavide; yaralanmanın tüm evreleri için eklem istirahate alınır, bandajlama ve eklemin yükseltilmesi uygulamaları yapılır. Evre 1’deki hastalar ilk gün yarı sert bir bileklikle günlük aktivitelerine dönebilir. Evre 2 ve 3’teki hastaların yere basmasına 3-4. günde yapılacak ilk kontrolden sonra ve yarı sert bileklikle izin verilebilir. Hastaların büyük çoğunluğu uygulanan tedavi sonrasında 1 hafta içinde rahat yürüyebilir hale gelmektedir.”
Ayak ve ayak bileğinin kıkırdak yaralanmalarının en sık tarak bölgesinin üst kısmında, ayak bileği eklem yüzünde ve ayak topuğu ile tarak bölgesi arasındaki eklemde ortaya çıktığını dile getiren Baloğlu, kıkırdak çevresi kırıklarının radyografide görüntülenemediği için ilk muayene sırasında atlanabileceğini bildirdi. Genellikle sporcunun şikayetlerinin uzun sürmesi nedeniyle yapılan MR sonucu kıkırdak yaralanmalarının görüntülendiğini açıklayan Baloğlu, “Hasta öyküsü ve muayene tanıda çok önemlidir” dedi.
Baloğlu açıklamaları sırasında, osteokondral yani kemik ve kıkırdağın birleştiği yerde gerçekleşen kırıkların ise grafide görülebileceğinden de bahsetti.Yalnızca kıkırdak parçanın kalktığı durumlarda artroskopik yöntemle kıkırdak parçanın uzaklaştırılmasının ve parçanın ayrıldığı alandaki kemiğe küçük delikler açılmasının ideal tedavi yöntemi olduğunu bildiren Baloğlu, kıkırdak dokusunun 1- 1.5 cm çapın üzerine çıkması durumunda dizden alınan kemik yaması ile yüzeyin düzeltilebileceğini söyledi. Baloğlu son olarak ifadelerine, ancak her iki yöntemde de uzun dönemde aktivite ağrısı olmasının ve sporcunun aktivite düzeyinde belirgin azalma olmasının bekleneceğini ekledi.