Viral döküntülerde antibiyotiğin etkisi yok
Her çocuk kızamık, kızamıkçık veya suçiçeği gibi döküntü hastalıklarına yakalanabiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Perihan Çobanoğlu Saf ise bu konu hakkında ailelerin endişelenmemesi gerektiğini ama ciddiye alınması gereken döküntülerinde göz ardı edilmemesini öneriyor. Dr. Perihan Çobanoğlu Saf, çocuklarda meydana gelen döküntüler hakkında konuştu.
Başlangıç olarak viral döküntülerden bahseden Çobanoğlu, viral döküntülerin hastalıktan hastalığa değişkenlik gösterdiğine vurgu yaparak, kızamık, kızamıkçık, suçiçeği, 6. Hastalık gibi hastalıklara ait döküntülerin çok rahat tanınabildiğini ifade etti. Her geçen gün yenileri eklenen viral döküntülere karşı yaklaşımların ise benzerlik gösterdiğini kaydeden Çobanoğlu, bu durumda ailelerin endişeye kapılmamaları gerektiği önerisinde bulundu. Viral döküntülerin tedavisi hakkında da konuşan Çobanoğlu, bu hastalıkların özel bir ilacının olmadığını, öncesinde sağlıklı olduğu bilinen çocuğun kendiliğinden atlatıp, iyileşeceğini bildirdi. Bazı durumlarda ailelerin endişelerini rahatlatmak adına kaşıntı ilaçları, ateş düşürücüler gibi ilaçlarla tedavi edilebileceğini söyleyen Çobanoğlu, bunların tedavide bir etkinliklerinin olmadığına dikkat çekti. Viral döküntü tedavilerinde antibiyotiklerin hiçbir etkisinin olmadığının altını önemle çizen Çobanoğlu, “Yapılması gereken özellikle ateşinin yüksek olduğu dönemde ve sonrasında döküntü gerileyene kadar belirli aralıklarla hekim kontrolüdür. Viral döküntülere neden olan hastalıkların çoğu bulaşıcı olduğundan diğer çocuklardan uzak tutmak gerekir” diye konuştu.
ÜRTİKER 24 SAAT İÇİNDE YİNELİYOR
Alerjik bir reaksiyon türü olan ürtikerin çocuklarda sık görülen yaygın bir döküntü türü olduğundan bahseden Çobanoğlu, bozuk para büyüklüğünde birleşme eğiliminde olan bu çok kaşıntılı döküntülerin 24 saat içerisinde solduğunu ve yerine başkalarının çıktığı bilgisini paylaştı. Çobanoğlu, bu döküntülerin bazen bir günde gerilemesine karşın bazen günlerce devam edebildiği bilgisini vererek, altı haftayı geçmediği sürece alerjik ya da başka bir araştırmanın gerekmediğini aktardı. Yapılması gerekenin bir çocuk hekiminin önerisi ile alerji ilaçları ve kremlerle kontrol altına alınması olduğunu bildiren Çobanoğlu, ürtikerin çok sık tekrar etmesi ya da altı haftadan uzun sürmesi halinde ayrıntılı bir araştırmanın gerektiğinin altını çizdi.
Dr. Çobanoğlu, çocuklarda meydana gelen döküntülerden bahsederken, bazı mikropların direkt cilt üzerinde enfeksiyona neden olabileceğine de değindi. Bunların içinde en bilinenin ‘impetigo’ denilen küçük sulu kabarcıkların birleşiminden oluşan cilt lezyonu olduğunu belirten Çobanoğlu, en tipik özelliğinin altın sarısı kabuğu olan bu lezyonların başka çocuklara bulaşabileceği için dikkatli olmak gerektiğine vurgu yaptı. Çobanoğlu son olarak şu şekilde konuştu:
“Mantar enfeksiyonlarını ise genelde en çok yoğun pişikleri takiben görülen ve mantar kremleri kullanmak gerektiren döküntülerdir. Fakat her pişiğe de hemen mantar kremi sürmek daha çok zarar verebilir. Pişiğiniz iyileşmiyor ve minik minik kabartılar şeklinde yayılıyorsa bir çocuk hekimi kontrolünde krem başlamak gerekebilir.”