Viral enfeksiyonlar, kalp zarı iltihabını tetikliyor
Kalp zarı iltihabı çok büyük oranda viral enfeksiyonlara bağlı olarak gelişiyor. Bunun yanı sıra en sık rastlanan belirtisi ise göğüs ağrısı olarak açıklanıyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Umut Karabulut, kalp zarı iltihabı hakkında konuştu.
Kalp zarı iltihabının en sık rastlanan nedenini virüsler olarak açıklayan Dr. Karabulut, sık enfeksiyon geçiren ve özellikle üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanan kişilerin daha büyük risk altında olduğu bilgisini paylaştı. Ayrıca böbrek yetersizliği, bağ dokusu hastalıkları, kanser gibi kronik hastalıkları olanların ve kalp hastalığı veya operasyonu geçirmiş olan kişilerin de riskli hasta grubunda yer aldığını kaydeden Dr. Karabulut, kalp zarı iltihabının en önemli belirtisinin göğüs ağrısı olduğunu belirterek şu şekilde konuştu:
“Bu nedenle de kalp krizi ile karıştırılma ihtimali olabiliyor. Ancak bu göğüs ağrısının belirgin özellikleri hastalığı kalp krizinden ayırarak isabetli teşhis konulmasını sağlıyor. “Kalp zarı iltihabında göğüs kafesi üzerinde hissedilen ağrı nefes almak ve sırtüstü yatmakla artıyor. Hastalar bu nedenle oturmak ve öne eğilmek ihtiyacı duyuyor ve böylece ağrı azalıyor” diyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Umut Karabulut, bu tipik özelliğin, hastalığın kalp krizinden ve diğer göğüs ağrısı nedenlerinden ayırt edilmesindeki en önemli ipucu olduğunu vurguluyor. Hastalıkla ilgili görülen diğer belirtiler ise ateş, halsizlik, yaygın kas ağrısı, nefes darlığı; daha nadir olarak da sırt ağrısı, yutma güçlüğü, ağır vakalarda bacaklarda ödem, tansiyon düşüklüğü ve şok tablosu olarak sıralanıyor.”
Karabulut açıklamaları esnasında, kalp zarı iltihabının, kan tahlilleri, gerekirse ek biyokimyasal testler, EKG ve akciğer grafisi ile teşhis edilebildiğini, fakat kalp ultrasonografisi anlamına gelen EKG’nin (ekokardiyografi) teşhis konulmasındaki en değerli yöntem olarak nitelendirildiğini söyledi.
Hastalığın tedavisine de değinen Karabulut, akut kalp zarı iltihabı durumunda genellikle birkaç haftalık ilaç tedavisi ile tam düzelme sağlandığını belirtti. Fakat bu süre içinde hastaların 10 ila 20 boyunca yatak istiharati yapması gerektiğini vurgulayan Karabulut, hastanın ilaçlarını da eksiksiz ve aksatmadan alması gerektiğinin altını çizdi. Hastalığın ilerlemiş olması halinde kalpte sıvı birikimi durumunun ortaya çıktığını bildiren Karabulut, bu durumda da tedavinin yine ilaçlarla yapılmakla birlikte tedavi süresinin birkaç ayı bulabildiğini kaydetti. “Eğer kalp zarında çok hızlı ve çok fazla miktarda sıvı birikimi olursa kalp sıkışması, tansiyonun hızla düşmesi ve şok tablosu ile hastanın hayatı ciddi olarak tehlikeye giriyor” diyen Karabulut, bu durumda ise sıvının özel iğneler ya da cerrahi yardımıyla acilen boşaltılmasının gerektiğine dikkat çekti. Tedavinin yetersiz olduğu veya iltihabın kronikleştiği durumlarda kalp zarının giderek kalınlaşıp kalbi bir zırh gibi sardığını ve kalbin dolaşım yapmasını engellediğinden bahseden Karabulut, “Ağır kalp yetersizliği gelişen bu durumun tedavisi ise ameliyat ile kalp zarının soyularak çıkartılması” diye konuştu.