Krizden en çok etkilenen turizm sektörünün bu süreçten en az kayıpla çıkması için önerilerde bulunan MÜSİAD Yeni Turizm Kaynakları Geliştirme Komitesi Başkanı Muhammet Ali Özeken, sektörün geleceği, alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Turizm’in sadece bir sektör olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağını kaydeden Özeken, “Turizm sektörü başlı başına organik bir yapıya sahiptir; sadece otel ve acentalardan oluşmaz. Turizm sektörünün 50’nin üzerinde yan kolu bulunmaktadır. Restoranlar, taksiciler, müzeler hatta simitçileri bile buna dahil edebiliriz.” Diye konuştu.
Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yaklaşık yüzde 95’i faaliyetlerini askıya aldığının vurgulayan, Özeken, “İstanbul’da bu dönemde günlük on bini bulan gecelemeler birkaç yüzlere kadar düştü. Bu noktada, devletimiz ve sektör temsilcilerinin acil eylem planı devreye sokmaları ve buna göre hareket etmeleri gerekiyor.” dedi.
Türkiye’nin “ Turizmde Pandemi Eylem Planı” oluşturması gerektiğini vurgulayan Özeken, “Devletimiz inisiyatifi işletmelere bırakmadan ¨Turizmde Pandemi Eylem Planı¨ oluşturmalı, yerli ya da yabancı bir turistin evinden çıkıp tekrar evine dönene kadarki tüm seyahat ve konaklama süreci; sağlık, hijyen ve güvenlik açılarından yeniden ele alınmalı, süreçlerin tamamı için yeni kriterler oluşturulmalı ve hazırlanacak bu standartlara göre de belgelendirme işlemleri yapılmalıdır. Havaalanlarından ya da sınır kapılarından itibaren başlatılacak bu uygulamalar başta konaklama tesisleri ve transfer araçları olmak üzere tüm turizm bileşenlerine zorunlu hale getirilmelidir.
Bu süreçte online kanalların altyapısının güçlendirilmesinin önemine dikkat çeken Özeken,
“Günümüzde turizm hizmeti almak isteyen iç ve dış turistler, acentelere direk gitmek yerine, turizm hizmeti alımlarını online kanallar üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu nedenle gerek özel sektör temsilcilerinin gerekse devletimizin bu konudaki altyapılara daha fazla ehemmiyet vermeleri gerektiğini düşünüyoruz.” Dedi.
Bu seneyi kayıp yıl olarak değerlendirmenin daha anlamlı olacağını belirten Özeken, “Biz ülke olarak bu virüs savaşını kazanmak üzereyiz, ancak yurt dışından turistlerin gelmesi için, onların da sağlıklarına kavuşması gerekiyor. Ülkemiz için bu hareketliliğin iç turizmde haziran sonu olması öngörülüyor. Tüm bu şartlarda, 2020 senesinin turizm hareketliliği en iyi ihtimalle yılın son çeyreğinde sıkışıp kalacağından 2021’in tanıtım ve PR çalışmalarına şimdiden önemle eğilmemiz gerekiyor. Otelcilikte bundan önce sadece yiyecek ve içecek ile mutfak departmanından istenen zorunlu hijyen sertifikaları artık tüm turizm bileşenlerinden istenecek ve devlet de bunu destekleyecektir. Bu özel durumu, ülkemizi tanıtıcı PR çalışmalarımızda da kullanmalıyız.” şeklinde konuştu.
Koranavirüs salgının psikolojik ve sosyolojik açından birçok alışkanlıklarımızı değiştireceğine değinen Özeken,” Kitlesel turizm izole turizme; açık büfeler set menülere, büyük oteller butik ve müstakil otellere, villalara ve çadırlara, havuz ve deniz doğa ve yaylalara yerini bırakabilir. Tüm bu değişimleri göz önünde bulundurarak hazırlıklarımızı yapmamız gerekiyor.
“Acil eylem planı devreye sokulmalı”
Koronavirüs salgını dünya da ekonomi anlamda da büyük yıkım yarattı. Pek çok sektör çalışmalarını durdururken iş dünyası ekonomik krizden çıkış için formüller arıyor. Krizden en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. Ülkemizde turizm sektörü son yıllarda büyük aşama kaydetti. Sektörde dünya da 6. Sıraya yükseldi.
19 Nisan 2020 - 23:52
YORUMLAR