Beko, gündemde olduğu için sözlerine öncelikle asgari ücretle başlamak istediğini dile getirerek, asgari ücretten asgari geçim indiriminin çıkarılması ve vergi dışı kalması gerektiğini belirtti. Asgari ücretin dört kişilik aile için hesaplanması gerektiğini önemle vurgulayan Beko, bu hesaplanmanın ILO kriterlerine uygun olması gerektiğini kaydetti. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun demokratik hale getirilmesinin de gerekliliğine değinen Beko, “Komisyonda DİSK ve HAK-İŞ de mutlaka yer almalıdır. İşçi-memur ayrımı yapılmadan tek asgari ücret olmalıdır. Saray giderleri bir dakikada 2.020 TL, bir işçi bir ay çalışıyor yine 2.020 TL alıyor” dedi.
“İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 14 OLDU”
CHP’li Beko’nun Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bütçesi’nde yaptığı açıklamalarda diğer bir konu ise Türkiye’nin gündemini tutan işsizlik sorunu oldu. TÜİK'in son açıkladığı rakamlara göre 2019 yılının Ağustos ayı işsizlik oranının, son on beş yılın en yüksek ağustos ayı işsizlik oranına ulaştığını hatırlatan Beko, “İşsizlik oranı yüzde 14 oldu” diyerek, kadın işsizliğinin yüzde 17,6'ya yükseldiğini vurguladı. Genç işsizliğin ise yüzde 27,4'e yükseldiğini, yani her üç gençten birinin maalesef işsiz olduğunu bildiren Beko, gerçek işsiz sayısının 8,5 milyon kişiyi geçmiş olduğunu ve bu rakamın, dünyadaki 95 ülkenin nüfusundan fazla olduğunu söyledi. CHP’li Beko işsizlikle ilgili konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“İşsizlik Sigortası Fonu'ndan 2019 Eylül ayı verilerine göre kayıtlı 4 milyon 53 bin işsizin sadece 627 bini yararlanabilmiştir. Yani işsizlerin yüzde 80'inden fazlası işsizlik ödeneğinden yararlanamamıştır. Bu durumun tek açıklaması fonun işverenler ve devlet tarafından amaç dışı kullanılması ve açıkça yağmalanmasıdır. Fonun 25 milyara yakını GAP'a harcanmış olması, 25 milyar da işverenlere ve Halkbank, Vakıfbank ve EXIMBANK'a verilmesi hayret vericidir. Toplum yararına çalışma programı kapsamında İŞKUR'a kayıtlı işsizler, dokuz ayı geçmemek üzere çalıştırılmaktadırlar. TYP'lilerin en çok çalıştırıldıkları yerler belediyeler ve okullardır. Son on yıla baktığımızda toplam yararlanıcı sayısı 2 milyona ulaşmıştır. TYP programlarında özellikle seçim öncesi dönemlerde çok ciddi bir artış yaşandığını görüyoruz yani TYP bir siyasi rant aracı olarak da kullanılmıştır.”
“KIDEM TAZMİNATI YÜK DEĞİL, HAKTIR”
Beko, kıdem tazminatının Bireysel Emeklilik Fonu'na devrinin düşünüldüğünü anımsatarak, bunun kabul edilemez olduğunu, Türkiye işçi sınıfının 1936'dan bu yana kıdem tazminatı hakkına sahip olduğunu önemle belirtti. Kıdem tazminatının, işverenlerin ve hükûmetin iddia ettiği gibi, yük değil hak olduğunu savunan Beko, kıdem tazminatının fona devrinin işçiler açısından sonun başlangıcı demek anlamına geldiğini vurguladı ve şunları söyledi:
"Taşeron işçileri 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle kadroya geçirdik’ dediniz, işçilere yılda yüzde 4, artı, yüzde 4 ücret artışı getirdiniz. İşçilerin sosyal yardım, prim ve tazminatları için herhangi bir artış yapılmamıştır. Oluşan bu hak kayıplarının eşitlik ilkesine ve Anayasa'ya aykırı olduğunu bir kez daha ifade etmek gereklidir.”
Konuşmasında sendikalaşma konusunu da gözden geçirerek, değerlendirmelerde bulunan Beko, Türkiye’nin, en kötü sendikalaşma oranı ve düşük toplu iş sözleşmesi kapsamıyla OECD ülkelerinin sonuncusu olduğunu aktardı. Sigortalı işçiler arasında sendikalaşma oranının sadece yüzde 13,9 olduğunu ifade eden Beko, “Ayrıca işçilerin sadece yüzde 7'si toplu iş sözleşmesi kapsamındadır. Sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engeller mutlaka kaldırılmalıdır” dedi.  Emekliler ve EYT’liler hakkında da düşüncelerini aktaran CHP’li Beko, Türkiye’de 2019 Eylül itibariyle 12 milyon 896 bin emekli yurttaşın bulunduğu bilgisini paylaşarak, “Ne yazık ki 12 milyon 896 bin emeklinin yaklaşık 8 milyonu açlık sınırı altında ücret almaktadır, geri kalanı ise yoksulluk sınırı altında yaşamaktadır. 5 milyon emekli ikinci bir işte çalışmaktadır veya ikinci bir iş aramaktadır. Emeklilerimizin maddi koşullarının iyileştirilmesi ve yaşamlarını kolaylaştırıcı düzenlemelerin    ivedilikle uygulamaya konulması, anayasal güvence altına alınmış olan sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir” şeklinde konuştu ve EYT’lilerin sorununun çözülmesi gerektiğini ve haklarının iade edilmesi gerektiğini önemle vurguladı.
Beko, bütçe konuşmasının devamında çocuk işçiliği, iş kazaları, işçi sağlığı, meslek hastalıkları gibi konulara da değindi ve şu cümleleri kullandı:
“Çocuk işçiliği... Çocuk işçi çalıştırılması yasaktır. 4857 sayılı Yasa, ILO kararları, Birleşmiş Milletler kararları da yasaklamıştır. Ülkemizde çocuk işçilerin sayısı her geçen dönem daha da artmaktadır. Üstelik çocuklar çalışırken iş cinayetlerine kurban gitmektedir. 2019 yılına bakarsak, Eylül ayı itibarıyla 55 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir. İş kazaları... İşçi sağlığı iş güvenliği önlemleri alınmadığından dolayı AK Parti iktidara geldiği günden beri maalesef 25 bine yakın işçi kardeşimizi kaybettik. Buradan bir kez daha sesleniyorum: İşçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri mutlaka ama mutlaka ILO kriterleri hâline getirilmelidir. Son olarak, meslek hastalıkları... Meslek hastalıklarından ölümler ülkemizde gizleniyor. Sosyal Güvenlik Kurumu, meslek hastalığından ölenlerin sayısını 1 kişi olarak açıklamıştır ama 2017 yılında 157 hak sahibine meslek hastalığı sonucu ölenler için ölüm geliri bağlanmıştır.”