EGEÇEP'ten TBMM kararına tepki

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), TBMM’nin 15 santrale baca filtresi takması için verdiği 2,5 yıl süreye tepki gösterdi. Basın açıklaması yapan EGEÇEP, bunun kabul edilemez olduğunu savundu.

EGEÇEP'ten TBMM kararına tepki

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), TBMM’nin 15 santrale baca filtresi takması için verdiği 2,5 yıl süreye tepki gösterdi. Basın açıklaması yapan EGEÇEP, bunun kabul edilemez olduğunu savundu.

EGEÇEP'ten TBMM kararına tepki
23 Kasım 2019 - 15:48

Açıklamada, Türkiye’nin fosil yakıt bağımlılığını ve fosil yakıtlarla çalışan termik santrallerin zararlarını arttıracak kararlara her geçen gün yeni örneklerin eklendiği yer alıyor. 22 Kasım tarihinde, 15 termik santralin 2.5 yıl daha baza filtresi olmadan çalışabilmesine olanak sağlayan yasanın TBMM’de kabulüyle bu kararlara bir yenisinin daha eklendiği hatırlatılan açıklamada, söz konusu 15 santralin atmosfere salacağı karbondioksit (CO2) miktarının milyonlarca ton olduğu söylendi. Açıklama da konuya ilişkin şu ifadeler yer alıyordu:
“Söz konusu 15 santralin atmosfere salacağı karbondioksit (CO2) miktarı milyonlarca tondur. Yalnız bu kadar da değil, termik santrallerden, çok yüksek miktarlarda kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (HOx), karbon monoksit (CO), ozon (O3), hidrokarbonlar, partiküler maddeler de atmosfere salınmaktadır. TBMM’nin aldığı bu karar, emsal kabul edilecek, yeni kurulacak termik santraller de baca filtresinden muaf olmak isteyeceklerdir. Böylece, atmosfere salınacak CO2 ve diğer zararlı gazların miktarı da katlanarak artacaktır.”
Bu konuda somut iki örnek olarak, Yatağan ve Afşin-Elbistan termik santrallerinin insan ve çevreye verdiği zararların ortada olduğu belirtilen açıklamada, Yatağan santralinin atmosfere saldığı milyonlarca ton karbondioksit sonucu binlerce hektar orman kuruduğu, bölgedeki tarımsal ürünlerin verim ve kalitesinin düştüğüne vurgu yapıldı. İnsanlar üzerindeki tahribatının ise felaket boyutunda olduğu aktarılan açıklamada, benzer durumun Afşin-Elbistan havzasında da yaşanmakta olduğu kaydedildi.
Açıklama devamında, uzun yılar filtresiz çalışan santral nedeniyle yörede kanser ve solunum yolu hastalıklarının sayısında korkunç derecede artış yaşandığı bilgisi aktarıldı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nin verilerinin bu hastaneye gelen kanser hastalarının %60’ının Afşin-Elbistan bölgesinden geldiğini gösterdiğinin açıklandığı basın bildirisinde, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun resmi raporlarına göre, termik santrallerin bacalarından çıkan partiküllerde ve kazanlarından alınan külde radyoaktivitenin tespit edildiği bilgisi paylaşıldı. Rüzgar ve yağışlarla bu küllerin çevreye yayıldığının bildirildiği açıklama şu şekilde sürdürüldü:
“Yöneticiler ve sanayiciler aksini iddia etseler de çok küçük radyoaktif parçacıkların, vücuda girdikten sonra hücrelerin duvarlarına tutunarak dokuları ışınladıkları bilinmektedir. Yayılan kurşun, cıva gibi ağır metaller sinir sistemini etkilemekte, anormal doğumlara, gelişme bozukluklarına ve öğrenme yeteneğinde azalmaya neden olmaktadır. Türkiye’nin imzalamış olduğu çevre koruma sözleşmeleri ile Anayasa’nın yasama hakkını düzenleyen 17. maddesi ve sağlıklı çevrede yaşama hakkını düzenleyen, çevreyi geliştirme, çevre sağlığını koruma ve çevre kirlenmesini önlemenin, devletin ve yurttaşların ödevi olduğunu söyleyen 56. maddesi bize, TBMM’nin bu kararına karşı direnme ödevi yüklemektedir.”
Bu kararla, binlerce ailenin sosyal ve ekonomik yaşamı doğrudan olumsuz etkilenmeye devam edeceği, termik santrallerin çevresindeki canlı yaşamı çok kötü etkileneceği vurgulanan açıklamada, on binlerce dekar verimli tarım arazisi daha da kirlenerek bir daha geriye kazanılmayacağı belirtildi.
Ege Çevre ve Kültür Platformu Yönetim Kurulu, TBMM’nin 15 santrale bacalarına filtre takması için tanıdığı 2.5 yıl zaman dilimine tepki gösterdiği basın açıklamasının sonunda şunlar dile getirildi:
“OilChange International" ve "350.org" isimli iki küresel çevre örgütü tarafından ortak yayınlanan, fosil yakıtlarla ilgili raporda, Türkiye’deki termik santrallerin tamamının devre dışı bırakılması gerektiği vurgulanmıştır. Başta kömür olmak üzere bu tür kaynakların insan sağlığına açacağı zararlara ilişkin olarak da bilgilerin aktarıldığı raporda, fosil yakıtların yol açtığı sağlık faturasının Türkiye ekonomisine yıllık 3 milyar 900 milyon dolar olduğu belirtilmiştir. Hal böyleyken, bir de termik santrallerin baca filtresi takılmadan çalıştırılmasının, canlı sağlığına etkisinin katlanarak artacağı çok açıktır. Tüm bu nedenlerle, bu 15 santralin, yörelerdeki tüm canlıların yaşamına daha fazla zarar vermemesi için derhal kapatılmasını istiyoruz! Bacaların filtresiz çalıştırılmasına 2.5 yıl daha izin veren bu kararı kabul etmeyeceğimizi, anayasanın bizlere verdiği sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını savunma görevi gereği bu karara karşı yasal direnme hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla sunuyoruz.”
 

 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum