Hayvanların depremi önceden algılaması mümkün

Büyük depremler öncesinde en çok balık ve sürüngenler ile köpeklerin büyük tepkiler verdiği bildirildi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan İstanbul depreminden sonra bazı hayvanların tepkisinin deprem habercisi olduğu tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Hayvanların depremi önceden algılaması mümkün

Büyük depremler öncesinde en çok balık ve sürüngenler ile köpeklerin büyük tepkiler verdiği bildirildi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan İstanbul depreminden sonra bazı hayvanların tepkisinin deprem habercisi olduğu tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Hayvanların depremi önceden algılaması mümkün
10 Ekim 2019 - 17:19

Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, bir doğa olayı olan depremin ürettiği elektromanyetik alanın, algılama kapasitesi insandan çok fazla olan birçok hayvan tarafından hissedildiğinin bilimsel gözlemlerle ortaya konulduğunu söyledi. Bazı hayvanların deprem habercisi olma özelliğinin tarih boyunca araştırmacıların ilgisini çektiğini belirten Prof. Dr. Dodurka, şunları söyledi:
‘’Yaşanan büyük depremler incelendiğinde, hayvanlar deprem oluşmadan birkaç gün öncesinde garip hareketler gösterdikleri görülür. İzmit ve Bolu depremleri öncesinde de binlerce insanımız hayvanlardaki bu garip davranışlara şahit oldular. 17 Ağustos depreminden sonra yapılan araştırmalarda, deprem öncesi birçok sıra dışı olaydan bahsedildi ve bunların neredeyse yarısı hayvanlarla ilgiliydi. Hangi hayvan türünün daha fazla tepki verdiği bilimsel olarak izah edilememiştir. Balık ve sürüngenlerin daha duyarlı olduğuna dair ipuçları vardır ancak en fazla köpeklerin verdiği tepkiler gündeme taşınmaktadır. Bununda muhtemel nedeni bu hayvanların yakın çevremizde olmalarıdır. Yine de bazı araştırmacılar, köpeği en duyarlı hayvanlar arasında saymaktadırlar. Böyle olunca köpeklerin verdiği tepkilerin deprem habercisi olarak kullanılıp kullanılamayacağı tartışmalarını gündeme getirmektedir.’’
Prof. Dr. Dodurka,  araştırmacıların, köpeklerin saniyede 20-60 bin titreşimi rahatça duyduğunu ortaya koyduğunu, yer altındaki titreşimler henüz insanları sarsacak boyutlara ulaşmadan, köpekler tarafından duyulmasının normal olduğunu söyledi. Sarsıcı dalgalar oluşmadan düşük yoğunluktaki dalgaların hayvanlar tarafından hissedilmesinin normal olduğunu belirten Rektör Dodurka, şöyle devam etti:
‘’Düşük frekanslı sesler, yer kabuğu titreşimleri, yer çekim anormallikleri, yer eğimindeki değişimler ve sismik dalgalar, deprem öncesi açığa çıkan çeşitli gazların kokuları, havadaki iyonizasyon değişimleri, özellikle elekromanyetik alan değişimleri gibi depremle alakalı doğa olaylarını gerek bizden daha gelişmiş duyu organları ve gerekse açıklanamayan diğer algılama yetenekleri ile hissedebiliyorlar. Hatta bu elektromanyetik alan değişimlerinin onları rahatsız ettiği ve huzursuzlaştırdığı ileri sürülüyor. Ancak her deprem aynı özellikleri taşımadığı için, örneğin bazı depremlerde bu elektromanyetik dalgaların yoğunluğu düşük olduğu için tepkisiz kalabiliyorlar. Çok uzak mesafelerden dahi koku alabilme yeteneğine sahip olan köpeğin, deprem sırasında veya deprem olmadan evvel toprak altında oluşan birtakım hareketler sırasında ortaya çıkan gaz veya benzeri kokuları duyması zor görünmüyor. Atalarından gelen deneyimler sayesinde, köpek böyle bir koku duyduğunda arkasından tehlike geldiğine iyice şartlanmış olabilir.’’
Suda yaşayan hayvanların, sudaki kimyasal değişikliklere son derece hassas olduğu için depremi önceden kolayca hissettikleri belirten Dodurka, hayvanların tepkilerini kontrollü ortamda izleyebilmek için çeşitli deneyler yapıldığını dile getirdi. Araştırmalarda ilginç sonuçlar çıktığını belirten Prof. Dr. Tamer Dodurka, şöyle devam etti:
‘’Genellikle iki yöntem kullanılıyor, birincisi mobil ağlar sayesinde doğadaki verileri ileten bir gözlemciler ağı kurmak, ikincisi ise kontrollü şartlar altında tutulan hayvanların davranışlarını izlemek. Bu çalışmalar arasında en iyi örneğe Çin’de rastlamaktayız. Çin devleti 1970 yılından itibaren muhtemel bir depreme karşı kitlesel bir hazırlık programı başlattı. 1974 yılında deprem beklentisi iyice artması üzerine,  100 binden fazla gözlemci, hayvan davranışları, su kaynakları, hava ve suyun ısısı, bitkiler gibi depremin muhtemel habercilerini gözlemeyle görevlendirildi. 1974 yılının aralık ayında hayvan hareketlerinde görülen anormallikler üzerine yerleşim alanları boşaltıldı ve oluşan 7.3’lük deprem sonucunda kimseye bir şey olmadı ve 10 milyon kişi, mutlak bir ölümden kurtuldular. Ancak daha sonraki depremlerde hayvanlar aynı performansı göstermediler.’’
Dodurka, tek bir hayvanın tepkilerine bakılarak depremin önceden belirlenemeyeceğini, hayvanların depremlerdeki tepkilerinin de aynı olmadığını kaydetti. Bazı hayvanların depremde hiçbir tepki de vermeyebileceğini belirten Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, sözlerini şöyle tamamladı:
‘’Gözlemler hayvan davranışı konusunda deneyimsiz ve ön yargılı kişiler tarafından yapılabilmektedir. Bu hatalı yorumlara neden olabilir. Verilen tepkiler depreme özgü olmayabilir. Yani hayvanlar benzeri tepkiyi meteorolojik olaylara da verebilmektedir.
Geniş bir alanda yaşayan hayvanların çoğunda, aniden ortaya çıkan ait garip davranışların deneyimli kişiler tarafından gözlenmesi ve jeofizikçilerin bu verileri deprem öncesi yaşanan diğer doğa olayları ile birlikte değerlendirmesi sonucunda deprem oluşacağına dair bulgular çoğalmış olacaktır. Henüz daha güvenilir bir deprem habercisi olmadığına göre bu veriler mutlaka değerlendirilmelidir.’’
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum