Bir süredir İzmir kamuoyunu meşgul eden taşınma konusu ile ilgili eleştirilerin sürmesi üzerine üniversite yönetiminin yaptığı açıklama da taşınmanın deprem riski nedeni ile olduğu ve mevcut alana yeni binalar yapıldıktan sonra tekrar geriye taşınılacağı vurgulandı.
Geçtiğimiz günlerde Güzel Sanatlar Fakültesi mezuniyet töreninde öğrencilerin fakülte dekanının konuşması sırasında sırtlarını dönerek protesto etmeleri ile ülke gündemine de taşınan tartışmaların sürmesi üzerine üniversite rektörlüğü bir basın açıklaması yaptı. Rektörlüğün açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Üniversitemiz Güzel Sanatlar Fakültesi ve Devlet Konservatuvarının Geçici Olarak Tınaztepe Kampüsüne Taşınması Hususunda Son Kez Kamuoyu Açıklamasıdır.
Üniversitemizin Güzel Sanatlar Fakültesi ile Konservatuvar binalarının depreme dayanıklı olmadığı yönündeki raporlarına ve konuyla ilgili Rektörlük makamımızın yaptığı bilgilendirme toplantılarına rağmen, aklın sınırlarını zorlayan; kamuoyu vicdanını da rahatsız eden bir takım açıklamalarda bulunulmaktadır. Bugüne kadar duymazdan geldik ve ses çıkarmadık. Amacımız her zaman işimizi yapmak oldu. Bunu yaparken açık, net ve şeffaf davrandık. Sadece bilimsel doğrulara ve mensuplarımızın menfaatlerine yönelik hareket ettik. Buna rağmen sistematik şekilde Dokuz Eylül Üniversitesi’ne zarar verilmek istenmesine şahit olduk. Buradan tekrar hatırlatmak isteriz ki: eğer ortada yapılmak istenen yapıcı bir eleştiri varsa, bunun usul ve yöntemi bellidir. Bunun yerine basın üzerinden üniversitemizi sürekli tartışmaya çekmek, kimseye sonuç getirmez. Konu, insan hayatını doğrudan ilgilendiren bir takım tehditleri barındırmaktadır. Dolayısıyla muğlak laflar veya gerçekçi olmayan öneriler ile bu sorunlar çözülemez. Üniversite yönetimi olarak Dokuz Eylül ailemizin fertlerinin zihinlerindeki soruları gidermek ve onların manipülatif sizlerle paylaşıyoruz.
BÜTÜN KAMU KURUMLARI İÇİN GEÇERLİ
Ülkemizdeki bütün kamu kurum ve kuruluşlarında yapı stoğunun mevcut durumunu ve depreme dayanıklı olup olmadığını belirleyecek çalışmaların yapılması zorunludur. Burada tercih söz konusu değildir. Bu çalışmalar, özellikle 2000 yılından önce inşa edilen yapıları kapsamaktadır. Yani bu, sadece üniversitemize özgü bir durum değildir. Özetle bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili mevzuata göre, bu veya benzeri çalışmaları yaptırması zaten şarttır. O yüzden bağımsız denetim kuruluşları faaliyet göstermekte; konuyla ilgili yetkili kurumlar bunun için çalışmaktadır.
KİMSEYE KULLANDIRAMAZSINIZ
Bu çalışmaların GSF ve Konservatuvarda yapılmasının özel bir sebebi yoktur. Zaten bu çalışmalar geçtiğimiz yıllarda planlanmış ve ilk çalışmaları başlatılmıştır. Yani yeni bir şey de değildir. Benzer planlamalar diğer birimler için de yapılmaktadır. Balçova’daki araziye gelince; burası hazineye aittir ve eğitim amacıyla kurumumuza tahsis edilmiştir. Yani burayı başka amaçla kullanamazsınız; peşkeş çekemez, AVM yapamazsınız. Dolayısıyla yapacağınız tek şey, orayı amacına uygun kullanmak ve dönüştürmektir. Üniversitemizde GSF ve Konservatuvarın dışında 97 birim bulunmaktadır ve buradaki toplam mensup sayısı da 85 bindir. Hal böyleyken “Bizden başladın da niye onlardan başlamadın” diyecek bir durum ortada yoktur. Üniversitemizdeki her yapı için bu durum geçerlidir. Kimse günah keçisi de değildir, suçlu da değildir. Öğrenci ve hocalarımızın buradan gitmek istememelerinin nedenlerini gayet iyi anlamaktayız. Hak da veriyoruz, ancak ivedi şekilde çözüm üretilmesi gereklidir.
SORUMLULUĞUMUZ VAR
GSF ve Konservatuvar binasını açık tutmak mevcut yönetimimiz için bir risktir. Çünkü bütün sorumluluk üniversite yönetimindedir. Ne milletvekilleri ne oda yönetimleri ne de bir başka kişidir burada sorumlu olan. Binalarda olası bir çökme ya da yıkılma anında, geri dönülmez kayıplara sebebiyet verilebilir. Böyle bir durumda öğrenci, akademik ve idari personelin ailelerine bu durumu açıklayacak olan üniversite yönetimidir. Katılımcı, şeffaf ve sorumluluk sahibi bir yönetim olarak, çeşitli tarihlerde toplantılar düzenleyerek konuyu en açık şekilde izah ettik. Soruları dinledik; imkanlarımız ölçüsünde ne yapabileceğimizi dile getirdik. Önerdiğimiz çözüm ise buradaki yükseköğretim ve sanat faaliyetlerinin bir süreliğine Buca Tınaztepe yerleşkemizde bulunan ve yeni yapılan binada sürdürülmesi şeklinde oldu. Bunun altında aranabilecek başka hiçbir şey yoktur. Ortada ne sanat düşmanlığı ne de burayı birilerine verme hedefi vardır.
ÇÖZÜM ÖNERİSİ DEĞİL SADECE ELEŞTİRİ SUNULUYOR
Üniversite olarak sorunları çözmek, bizim asli vazifemizdir. Peki, yapılan eleştiriler neden konuyu açıklığa kavuşturmaya dayanmamaktadır? Çözüm, insanlar içindeyken ve risk altındayken binaları güçlendirmek ya da yıkmak mıdır? Okulun bahçesine çadır kurup iki bin insanın burada barınması mıdır? Bizden istenen bu mudur? Üniversite yönetimimizin açıkladığının dışında kamuoyunda günlerdir tartışılmaya çalışılan ancak bir türlü kimsenin dile getirmediği net çözüm nedir? Birilerinin bildiği ancak alanında uzman birçok bilim insanının kafa yormasına ve pek çok bürokratın da günlerce uykusuz kalmasına sebep olan bu bulunamaz çözüm nedir? Yönetim olarak geçici önerimizin ne olduğunu açıklamamıza rağmen; yapılmak istenen nedir? Bizler her türlü somut ve gerçekçi öneriye açığız. Üniversite yönetimi olarak bırakın sanata engel olmayı; sanatçılarımıza nasıl destek olabiliriz, onları üzmeden nasıl çözüm üretebiliriz diye düşünmekteyiz. Ancak geldiğimiz nokta üzücü ve düşündürücüdür.
ELBİRLİĞİYLE ADIM ATACAĞIZ
Sonuç olarak Buca Tınaztepe yerleşkemizdeki binamızda gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra GSF ve Konservatuvarımız geçici süreliğine buraya taşınacaktır. Ulaşım konusunda her türlü kolaylık mensuplarımıza sağlanacaktır. Diğer tarafta ise binaların güçlendirme veya yıkılma çalışmalarına ivedi şekilde başlanacaktır. Bu konuda İzmir Büyükşehir Belediyesi, yardımcı olmak istediğini beyan etmiştir. Benzer destek ve bağışlarla kısa sürede sanat yerleşkemizi yeniden ortaya çıkartacak; güvenli ve daha güzel bir geleceğe elbirliğiyle adım atacağız. Üniversitemiz eğitime ilişkin her türlü planlama konusunda etkinliğe ve yetkinliğe sahiptir. Bundan sonra da gerekli gördüğü planlamaları yapmaya devam edecektir. Bu süreçle ilgili kirli bilgi ve söylemlere itibar etmemenizi diliyoruz.
Üniversitemize ve kamuoyuna son kez saygıyla duyurulur.”
“Her türlü somut ve gerçekçi öneriye açığız”
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Devlet Konservatuvarının Buca^ya taşınması ile ilgili tartışmalar sürüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, son olarak yaptığını vurguladığı basın açıklaması ile eleştirilere yanıt verdi.
07 Temmuz 2019 - 23:27
YORUMLAR