"İktidar salgını bahane ederek kıdem tazminatına el attı"

İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin tümü üzerine Genel Kurulda konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, iktidarın salgını bahane ederek işçinin, emekçinin son kalesi kıdem tazminatına el attığını, varlık barışı düzenlemeleriyle kendine yeniden çıkış yolu aradığını söyledi.

"İktidar salgını bahane ederek kıdem tazminatına el attı"

İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin tümü üzerine Genel Kurulda konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, iktidarın salgını bahane ederek işçinin, emekçinin son kalesi kıdem tazminatına el attığını, varlık barışı düzenlemeleriyle kendine yeniden çıkış yolu aradığını söyledi.

05 Kasım 2020 - 11:25

Sındır, “bu düzenleme;halkımızı, doğamızı, çevremizi ve geleceğimizi değil rantı önceleyen, coronavirüs bahane edilerek emeği ve emekçiyi sömüren, ülkemizi daha da keyfi düzenlemelerle bir kabile devletine çevirmeyi hedefleyen bir kanun teklifidir.Bu düzenlemeyle; çalışanlar yoksulluğa ve açlığa mahkumedilirken, gerçekte artan işsizlik de kağıt üzerinde düşürülmeye çalışılıyor” dedi.

“İŞSİZLİK FONU KAYNAKLARI SÜRATLE ERİTİLİYOR!”
İşsizlik Sigortası Kanunu ile iktidarın işsizliğin azaltılması bahanesine sığınarak işçinin en büyük çalışmagüvencesi olan kıdem tazminatına el atıldığını ifade ederek sözlerine başlayan Sındır,“Kademeli olarak kıdem tazminatını ortadan kaldıracak veya işlevsiz kılacak yasal düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor. İşverenler için istihdam nedeniyle üstlendikleri vergi ve primlerle ilgili bazı yükümlülükler İşsizlik Fonu'nun sırtına yüklenmekte vedüzenleme nedeniyle İşsizlik Fonu kaynakları süratle eritilmektedir. Vergi ve prim yapılandırması adı altında kısmi af çıkarılıyor. AKP on sekiz yıllık iktidarı döneminde 7'nci kez varlık barışı düzenlemelerini tekrardan çıkış yolu olarak ortaya sürüyor. Emekleriyle çalışanlar aleyhine iş barışını bozan, iş güvencelerini ortadan kaldıran, kıdem tazminatı hakkını zedeleyen, sigortalılığı bölen, kısmi çalışma düzenini özendiren düzenlemeler hayata geçirilmek isteniyor. Bu kanun teklifinin birçok maddesine kamu tarafında üstlenilen bazı sigorta primi ve benzeri ödemelerin yine İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yapılması öngörülüyor. Emeğin, emekçinin hakkını yok saymanıza rıza gösteremeyiz” dedi.

“İŞSİZLİK FONU KAYNAĞIN AMACI İŞVERENİ DESTEKLEMEK DEĞİLDİR”
Emekçinin, işçinin alın teri ve bunlar üzerinden hak ettiği karşılığın iktidar tarafından bir kenara itildiğini ifade eden Milletvekili Sındır, “İşsizlik Sigortası Fonu'nda çalışanların alın terleriyle elde ettikleri, ücretlerinden kesilen primlerle biriken paraların Hükümetin iştahını kabarttığı, her vesileyle Fon'un gerçek amacı dışında kullanılması için özel bir çaba harcandığı ortadır. Eğer işverenin de desteğe ihtiyacı olduğu konusunda hemfikirsek İşsizlik Sigortası Fonu yerine, şeffaf, açık ve amacı kullanımıyla uyumlu bir biçimde doğrudan bütçeden bu kaynağın aktarılması gerekir. İşsizlik Fonu gibi bütçe dışı kaynağın amacı işvereni desteklemek değildir.Bu kanun teklifi üretimi, üretimde verimliliği destekleyen, kalite artışını teşvik eden, yeni yatırım alanlarına ön açan, ödeme güçlüğü içerisinde bulunan ve çarşı pazar enflasyonu altında ezilen memurun, küçük esnafın, işçinin, tarım üreticisinin, artan işsizlik neticesinde işlerini kaybeden emekçilerin sorunlarını çözmek amacıyla getirilmiş bir teklif değil. Bu teklif sömürü düzeninin bir teklifi” dedi.

“HALKIN, ÇOLUĞUNUZUN ÇOCUĞUNUZUN SAĞLIĞINI HİÇE SAYIYORSUNUZ”
Düzenlemeyle insan sağlığının da yok sayıldığının altını çizen Sındır, sözlerini söyle sonlandırdı: “Bu düzenlemelerin başında elektronik haberleşme altyapıları ve ruhsatlandırılmasıyla ilgili işlemler gelmekte. Anayasa Mahkemesinin haberleşme istasyonlarının imar mevzuatına göre yapı niteliğinde olduğu kararı ortada iken DanıştayınTemmuz 2019'da Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 62'nci maddesinin 1'inci, 2'nci ve 3'üncü fıkralarının yürütmesini durdurma kararı ortada iken bu düzenlemeyi nasıl olur da Genel Kurula getirirsiniz.İktidarı elinde bulunduran sayın muktedirler; bu düzenleme ile operatörlerin, şirketlerin önündeki Danıştay kararları, mahkeme kararları aşılmaya, bu şirketlere daha çok kar ettirilmeye ve 5G teknolojisi ile ilgili birçok engel halk sağlığı gözetilmeden ortadan kaldırılmak isteniyor. AKP olarak GSM operatörlerinekıyak yapalım derken halkın, çoluğunuzun çocuğunuzun sağlığını hiçe sayıyorsunuz. Virüsün ve virüs gibi bütün organizmaların mutasyona uğramasındaki en önemli kimyasal ve fiziksel mutajenlerin arasında elektromanyetik radyasyonun ve elektromanyetik alanın olduğunu ben değil, bilim insanları söylüyor. Profesör Doktor Selim Şeker hocamız; 5G'nin hücre büyümesi ve organlara etki ederek kanserlerin artmasına neden olacağına, bağışıklık sisteminde biyolojik işlevlerde kaçınılmaz etkiler yaratacağına, ısısal etkisinin de gözlerde hasar oluşturacağına dikkat çekiyor.Oysa biz ne yapıyoruz, yaşamın riske atılması hususunda sadece bir taahhütname verilmesiyle bunun zararlı olmayacağını kabul etmek durumunda bırakılıyoruz. Belediyenin görev, yetki ve sorumluluklarının baypas edilmesine göz yumuyoruz.”
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum