Nüfusun yaşlanmasıyla birlikte kalp yetmezliğinin her geçen gün daha büyük bir sağlık sorunu haline geldiğini kaydeden Dağdeviren, kalp yetmezliği yaşayanların sayısının gün geçtikçe artmakta olduğunu ve yakın zamanda iki katına çıkmasının beklendiğini bildirdi ve “Toplumun her kesimine ciddi bir eğitim verilmesi tedavideki en önemli adımların başında gelmektedir” dedi.
Dağdeviren, kalp yetmezliği konusunda bilgilerini paylaşırken önemsenmeyen gribin bile kalp yetmezliğine neden olabileceğini belirtti. Gribe neden olan influenza virüsünün bazı alt tiplerinin, pankardit denilen kalp kasında iltihaba neden olabileceğini vurgulayan Dağdeviren,  kalp zarı, kalp kası ve kalbin iç kısımlarına kadar bütün dokularda yaşanan iltihabın bir süreliğine kalp yetersizliğine yol açabileceğini ve bu süreçte erken teşhis ve hızlı bir tedavi yapılmadığı durumlarda kalp yetersizliğinin kalıcı hale gelebileceğini bildirdi. Yüksek tansiyon, diyabet, kemoterapi, kalp krizi, kalp damar ve kapak rahatsızlıklarının kalp yetmezliğine yol açabileceğini vurgulayan Dağdeviren, kalp yetersizliği yaşayan hastaların büyük bir çoğunluğunun kalp damar rahatsızlığı yaşayan kişiler olduğunu söyledi.
EĞER BU BELİRTİLER VARSA…
Başlangıç evresindeki kalp yetmezliğinde, uyurken birden fazla yastık kullanmak, uyurken veya dinlenirken nefes nefese kalmak, alışverişte, merdiven çıkarken yaşanan yorgunluk gibi belirtilerin olduğu bilgisini veren Dağdeviren, ilerleyen evrelerde, uyku esnasında sık sık uyanmak, düz yatarken solunum sıkıntısı yaşamak, nefes alabilmek için gövdeyi yukarı doğru çekmek gibi sorunların belirti olarak kendini gösterebileceğini kaydetti. Ayrıca Dağdeviren şunları ekledi:
“Bunların yanı sıra, ayak bileklerinde başlayan ödeme bağlı olarak ayakkabıların dar gelmeye başlaması durumu da kalp yetmezliğinin göstergesi olabilir. Aynı zamanda karın bölgesinde sıvı toplanması ve karaciğerin büyümesi gibi belirtilerde de acilen kişinin bir uzmana başvurması gerekmektedir.”
Kalp yetmezliğinin tedavisine de değinen Dağdeviren, tedavinin hastalığın tipine ve hastanın durumuna göre değişebilmekle birlikte, en önemli şeyin yaşam tarzı olduğuna dikkat çekti. Sigara kullanımının kesinlikle bırakılması gerektiğine vurgu yapan Dağdeviren, kişinin ağır egzersizlerden ziyade hastanın kardiyak rehabilitasyonu tercih etmesi ve kilo kontrolünü sağlaması gerektiğini önemle belirtti.