Prof. Dr. Tarhan “Yaratılış Kongresi”nde

Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi bu yıl 3’üncü kez gerçekleştirildi. Kongreye, Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yaratılış Bilimsel Bir Kategori mi?” isimli sunum ile katıldı.

Prof. Dr. Tarhan “Yaratılış Kongresi”nde

Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi bu yıl 3’üncü kez gerçekleştirildi. Kongreye, Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yaratılış Bilimsel Bir Kategori mi?” isimli sunum ile katıldı.

Prof. Dr. Tarhan “Yaratılış Kongresi”nde
26 Ekim 2019 - 11:09

Beynin bilimin yeni uzayı olduğunun anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “beyin nasıl çalışıyor?” sorusuna cevap aranması ile bu olayın gerçekleştiğini söyledi.
MADDE İLE MANA DÜNYASI ARASI “HESAPLAMALI NÖROPSİKİYATRİ”
Bu projeyi 2013’te ABD Beyin İnisiyatifi’nin başlattığını, 2015’te 10 yıllık projeye dönüştüğü bildiren Tarhan, İnsan Beyin Projeleri’nin 2018 yılında Davos’ta Dünya Ekonomi Formu toplantısında yapay zekâ, otonom robotlar ve Endüstri 4.0 olarak gündeme geldiğinin bilgisini verdi. Tarhan, “Beyin fonksiyonları incelendiğinde ‘İnsan nasıl karar veriyor?’ sorusuna aranan cevaplarda yaratıcıyı alternatif olarak görmeyen ve önemsemeyen bakış tükendi” dedi. Konuşmasının devamında Prof. Dr. Tarhan, enerji tabanlı evren modeli, entropi yasası ve kuantum temelli düşünce konularına da değindi. Beynin madde ile mana dünyası arasındaki bağlantıyı sağladığını ifade eden Tarhan, hesaplamalı nöropsikiyatri kavramına dikkat çekti ve Mavi Beyin Projesi ile mikroelektriğin gücünün, genetik algoritmayı ve nöral network’ün özelliklerini insan zekasının kıvraklığıyla birleştirerek yeni süper bilgisayarların geliştirilmesinin önü açılacağını söyledi.
“BEYİN ÜZERİNDE BİR BEYİN, BİR MEKANİZMA VAR”
İnsanın, karar verdikten sonra beyinde açıklama bekleyen P300 aksiyon potansiyelinin olduğunu vurgulayan Tarhan, bu durumda karar veren organın beyin değil, beynin üzerine bir beynin yani bir mekanizmanın olduğunu belirterek konuşmalarına şu şekilde devam etti:  
“Buradan hareketle nörokuantoloji bilim dalı üzerinde durulmaya başlandı. Yani evren madde tabanlı değil enerji tabanlı. İnsan evrende farklı bir enerji bandında yaşıyor. Karar veren kuantum bir beyin var ve bu da evrensel enerjinin bir parçası. O halde kendini göstermeyen bir gerçeklik var. Akıl yürütme ile böyle bir gerçekliğin dinlerdeki tek Tanrı inancına örtüştüğünü tez olarak kabul etmek gerekmektedir. Ayrıca, bu yeni bilimsel kanıtlarla hareket ettiğimizde yaratılışın artık bilimsel bir tez olarak üniversiteler tarafından ele alınması gerektiği anlaşılıyordu. Yaratılış Kongresi yaparak bu ihtiyacı karşılamak bizim için mesleğimizin bir gereği olarak ortaya çıkmıştı.”

 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum