Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahı Op. Dr Evrim Uçkunkaya, PRP Uygulaması hakkında konuştu.
Hayatın bütün alanındaki sıkıntıların kendini yan etki olarak gösterdiği saç dökülmelerine artık PRP Uygulaması ile son verilebiliyor. Saç dökülmesi yaşayan kişiler, kendi hücreleri ile saçlarını gürleştirerek canlandırabiliyor. PRP Uygulaması hakkında bilinmeyenler bu haberde. Dr. Uçkunkaya, PRP Uygulaması ile güçsüz, kırılmış, hasarlı saçları ve saç üretimi yeteneğini kaybeden saç köklerini uyararak saç dökülmesine çare bulunabileceğini bildirdi ve uygulama ile saçların daha parlak ve canlı görünmesini sağlayabildiklerini ifade etti.
Dr. Uçkunkaya, PRP Uygulaması’nın saçların canlandırılması ve kayıpların önüne geçilmesinde en etkili tedavi yöntemlerinden biri olduğu bilgisini paylaşarak,  ‘’PRP, kişiden alınan az miktarda kanın özel bir sistem ile ayrıştırılması ve bu sıvının içindeki büyüme faktörlerinin enjeksiyon yoluyla sorunlu bölgeye geri verilmesi işlemidir” diye açıkladı. Kişinin kendi kanının kullanılmasından dolayı hiç bir alerjik reaksiyon riski oluşturmadığını kaydeden Uçkunkaya, bu işlemle saç köküne daha fazla miktarda kan, oksijen, vitamin taşınmasına olanak sağlandığını belirtti. Uygulamanın, salgıladığı büyüme faktörleri ile saç kökü hücrelerini uyardığını ve saç üretimini hızlandırdığını söyleyen Uçkunkaya, böylece saçların daha sağlıklı hale gelmesini sağladığını, özellikle saç dökülmesi olan bölgede uygulandığında dökülmeyi durduran bir işlevi bulunduğunu bildirdi.
Sorunun büyüklüğüne bağlı olarak birden çok fazla seans uygulanabileceğini vurgulayan Uçkunkaya, seansların uygulamanın yapılacağı bölgenin büyüklüğüne göre değişse bile en fazla 30-40 dakika sürdüğünü belirtti. Uygulama sonrasında kişinin sosyal hayatına devam ettiğinin altını çizen Uçkunkaya, “Bazen yapılan iğnelere bağlı olarak küçük ve geçici morluklar oluşabiliyor. Kan sulandırıcı kullananlar, geçmişinde kanser öyküsü olanlar ile hamilelik ve emzirme dönemini yaşayanlarda uygulama yapılması önermiyorum” diye konuştu. PRP Uygulaması’nın cildin savunma mekanizmasını güçlendirici özelliği olduğuna dikkat çeken Uçkunkaya, uygulamanın sadece kişide olanı kişiye daha güçlü bir şekilde geri verdiğini söyledi. Uygulamanın sorunlu olan bölgeyi sadece iyileştirmediğini, aynı zamanda savunması zayıflamış bölgeyi de desteklediği bilgisini paylaşan Uçkunkaya, “Dolayısıyla bir tek saç problemlerinde değil aynı zamanda ciltte oluşmuş sarkmaların düzeltilmesi, cilt kırışıklıklarının ve cilt lekelerinin giderilmesi, sivilce ve yara izlerinin küçülmesi, çatlakların giderilmesinde de etkilidir’’ diyerek cümlelerini tamamladı.