"Siyaset insanların özelleriyle ilgilenmez"

Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı, partinin misyon ve vizyonunu anlatmak için, İzmir’de basın mensuplarıyla bir toplantı düzenledi. Karslı, İzmir ve Türkiye’ye yönelik değerlendirmelerde bulunurken, Merkez Parti için, “Merkez Parti, gönüller üzerinde, ahlak ve hukuk sistemi üzerinde tesis edilmeyi istediğimiz bir siyasi yürüyüş hareketidir” dedi.

"Siyaset insanların özelleriyle ilgilenmez"

Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı, partinin misyon ve vizyonunu anlatmak için, İzmir’de basın mensuplarıyla bir toplantı düzenledi. Karslı, İzmir ve Türkiye’ye yönelik değerlendirmelerde bulunurken, Merkez Parti için, “Merkez Parti, gönüller üzerinde, ahlak ve hukuk sistemi üzerinde tesis edilmeyi istediğimiz bir siyasi yürüyüş hareketidir” dedi.

17 Kasım 2019 - 20:09

Merkez Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı’nın düzenlediği basın toplantısı Kaya Prestij Otel’de gerçekleştirildi. Karslı, konuşmasında Merkez Partisi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bir ideoloji partisi olmadıklarını ama kendilerine mahsus temel kriter ve ideallerimiz olduğunu dile getiren Karslı, temel kriterlerini şu şekilde açıkladı:
“Biz diyoruz ki, siyaset insanların özelleri ve teferruatlarıyla ilgilenmez. Siyaset, özellikle bir ideoloji üzerine kurulmaz. Siyaset, Türkiye’de şimdiye kadar yapılan ayrımcılık fikirleri üzerine de tesis edilmez. Siyaset, milletin ortak dertlerini ve ihtiyaçlarını ihya etmek ve canlandırma isteğidir. Türkiye’de ihtiyaç olan da adalet, hürriyet, insanlara iş ve aş imkanlarının açılması, onların güzel bir eğitim alıp sonra da güvenli bir hayat yaşaması için yapılması gereken bir faaliyettir. Biz de böyle bir faaliyeti arzu ediyoruz.”
“HERHANGİ BİR YER İLE ANGEJEMİZ YOK”
Konuşmasının devamında Karslı, Merkez Parti’nin geçmişten gelen herhangi bir fikrin ya da partinin üzerine kurulmadığının altını çizdi. Bir miraslarının, herhangi bir yer ile angejelerinin olmadığını belirten Karslı, Merkez Parti’yi, hukuk üzerine kurulmayı arzu ettikleri bir parti olarak değerlendirdi. Partinin angajmanın da sadece millet ve kendi değerleri olduğunu kaydeden Karslı, partiyi, dolayısıyla sadece şimdiye kadar mevcut olmayan, dışarıdaki bir mihrak ile anlaşmayan, Türkiye’deki belli odaklara karşı borcu olmayan samimi insanlardan meydana gelmiş ve kendi imkanlarıyla yapmak istedikleri bir siyasi faaliyet olarak nitelendirdi.
“SİYASET BİR FEDAKARLIK DEĞİL, BİR MESLEK OLARAK GÖRÜLÜYOR”
Merkez Parti’nin almak üzere değil vermek üzere kurulmuş bir siyasi parti olduğunu savunan Karslı, benimsedikleri siyasi hareketin diğerlerinden farklı olduğunu vurguladı ve konuşmasını mevcut siyasi partilere dair eleştirileriyle devam ettirdi. Şu anda maalesef ki mevcut siyasetin, insanların kendilerini bir yerden bir yere taşımak, meşru kılmak, mal ve nimet sahibi olmak için yapıldığını belirten Karslı, siyasetin günümüzde bir fedakarlık değil bir meslek olarak görüldüğünü söyledi. Bu sebepten dolayı kimsenin başladığı zaman bırakamadığını savunan Karslı, “Bizdeki siyasetçiler maalesef tekerlekli sandalye ile yürürken neredeyse mezara yaklaştığı anda bile siyasetten kopmaz” diye konuştu. Günümüzde siyasetçilerin, siyaseti meslek ve meşrep olarak gördüklerini söyleyen Karslı, kendilerinin siyasete böyle yaklaşmadıklarını ve görmediklerini dile getirdi. Siyaseti, birikimi olan insanların, malen ve madden millete karşı bir borcu olarak gördüklerini kaydeden Karslı,  Türkiye’de şu anda böyle bir siyasi anlayış doğmadığı için kendilerinin yeni bir siyaset, yeni bir usul ve hedef olduklarına vurgu yaptı. “O yüzden de iktidarın muhalifi değil, bütün mevcut siyasetin, muhalif ve iktidarına muhalifiz”  diyen Karslı, bunu, ne muhalefetin ne de iktidarın siyaseti olduğuna bağladı. Parti olarak arzularını, ismi ne olursa olsun; ister başkanlık isterseniz de parlamenter sistem diye adlandırılan, temelinde kuvvetler ayrılığının yer aldığı bir sistemi savundukları olarak açıklayan Karslı, herkesin kendi fonksiyonunu ifa ettiği bir sistem istediklerini belirtti. Şu anda tek şahıstan ibaret olan bir sistemin olduğunu ve her şeyin onun elinde olduğunu ifade eden Karslı, “Arzu ettiği işleri kararnamelerle yapıyor, arzu etmediği işleri de meclise havale ediyor. Böyle bir demokratik sistem olmaz” diye konuştu.
TARIM-HAYVANCILIK-SANAYİ
Karslı açıklamalarında, Türkiye’nin ekonomisine dair de önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye içindeki ekonomik durum incelendiğinde üç tane kurutulmuş damar olduğunu kaydeden Karslı, tarım ve hayvancılığın yeniden canlandırılmasına ve sanayinin büyümesine dikkat çekti. Sanayinin büyümesi derken, bu klasik metotlardan ziyade, inovasyonla birlikte dünyaya yeni işlerin sunulacağı alanların açılması gerektiğini kasteden Karslı, Türkiye;’de bunu yönelik bir altyapının olduğunu dile getirdi. Ciddi anlamda iyi düşünen ve iş geliştirecek gençlerin olduğunu ama geliştirdikleri işlerin teşvik edilmeyip, engellendiğini bildiren Karslı, Türkiye’de imkanı, aklı ve lisanı olanın, düzenli bir sistem olmadığı için bu despotluktan kaçıp yurtdışına gittiğini, Türkiye’de sermayesi olanların da güvenlik olmadığı için elindeki değeri yurtdışına transfer ettiklerini kaydetti. Her şeyin temelinin hukuk ve hukuk güvenliği olduğunu önemle belirten Karslı, “Hiç kimsenin hukuk güvenliği olmadığı için aklı ve imkanı olan yurtdışında hayatını sürdürmeye çalışıyor. Tüm bunlardan dolayı ülkemizin acil iki meselesi var: Hukuk güvenliği ve adaletin tesis edilmesi ve üretim ekonomisinin hayata geçirilmesi” şeklinde konuştu.
“SİYASETTEKİ İNSANLAR ERDEMLİ VE DÜZGÜN İNSAN OLMALI”
Siyasetteki insanların erdemli ve düzgün insanlar olması gerektiğine dikkat çeken Karslı, Türkiye’de yeni yetişen neslin özellikle siyasetteki insanların yanlışlarını gördükçe onların o yanlışlıklarından kendilerine fetva çıkarır olduklarını söyledi. “Tüccarlar o olumsuz işlerden etkilenir oldu” diyen Karslı şu ifadeleri kullandı:
“Yandaş olarak kabul ettiğimiz kişiler bunu hak görür oldu. Her insanın yanına polis koysanız dahi eğer o polis usulüne göre çalışmıyorsa bir şey değişmez. Kalplere bu yanlışlıklar için yasak koymak lazım. Bu da ilim ve ahlakla olur. Türkiye’de aile çökertildi, yeniden inşa edilmesi lazım. Türk toplumu bozuldu. Bu kadar yabancının getirilmesinin perde arkası olmalı. Türk milletinin bir an önce bunlardan kurtulup ferdi ve bütünsel planlarla maddi ve manevi yeniden inşa edilmesi lazım.”
“İZMİR HEM HUKUKİ HEM DE EKONOMİK SIKINTIDA”
Karslı basın mensuplarıyla düzenlediği toplantı da İzmir’e de yönelik değerlendirmelerde bulundu. İzmir’in şu anda hem hukuki olarak hem de ekonomik olarak sıkıntılar içinde olduğunu bildiren Karslı, uzun yıllardır İzmir’de yerel ve merkezi hükümet arasında sıkıntıların yaşandığına değindi. Bu durumun İzmir’in aleyhine olduğunu söyleyen Karslı, yarışmanın seçimlerde olduğunu, seçim bittikten sonra kim seçilmişse milletin artık onu uygun gördüğünü ve yetkinin onda olduğunu vurguladı. Bu süreçten sonra makamlar arası koordineli bir çalışmanın yürütülmesi gerektiğini belirten Karslı, İç İşleri bakanının kendinden olmayan belediye reislerine hitabının bile çok kötü olduğunu söyleyerek, kendisinin bir hukukçu olarak buna karşı çıktığını bildirdi.“Halbuki kendilerinden olan belediyeleri nasıl besleyip kolluyorsa, en az onları da aynı şekilde kollamalıdır” diyen Karslı, Merkez Parti’nin derdini İzmirliler’e rahat anlatabileceğini düşündüğünü dile getirdi. Karslı açıklamalarına şu şekilde devam etti. “Ben de bu atmosferi gördüm. İzmir’in sanayisine, limanına, şehrine, tarımına, turizmine yönelik özel projeler çıkarıp ciddi bir şekilde çalışıyoruz. Şehri inceledim, caddelerinden geçtim. Gerçekten bu büyük şehre yakışmayacak bir görüntü gördüm. Yapılaşma alabildiğince düzensiz. Yeşilin olmadığı, alabildiğine betonun olduğu yapılar var. İzmir bunlara layık değil. İzmir’in güzelliklerini öne çıkaracak projelerle, yerel ve genel hükümetin birlikte çalıştığı bir sistem oluşturmalıyız.”

 
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum